toprak ananın ağıtı
sokaklar sesleri taşırıyor
bir kadın yolun ortasında çocuğunu emziriyor göğüslerinden kanlar akan kadın emziriyor bulutları güzel bir yosma geçiyor merhametinden elli kuruş kopuyor emekli bir öğretmen geçiyor torununu taşıyor saçları saçları ağarmış yeşile benziyor uzanıyor bir bozukluk da yaşlılık atıyor zenci bir sefil geçiyor muhtemelen tren parası ve belki melez eş sevinciyle uzanıyor bir gülümseyiş atıyor günler geçiyor çocuklar büyümek üzere bir sabah oluyor şiirler okuyor şiirlerden daha çok suretler mızıka çalıyor kadın göğsünde bir sancı büyütüyor kış fakirliği yerleşiyor dudaklarına ve kış soluğu ellerine üşüyor, çok zengin bir devrimci uzanıyor yetimhaneye bir ağız daha götürüyor göğsü kan kokuyor sancı bıçak gibi deliyor kadını şakağından bir daha gün doğmuyor dişlerine caddenin Merve Taşçı |