Bir sırtta yolculuk
eti kurumuş
susuzluktan dili dışarı sarkmıştı yolculuk bir sırttaydı işte zavallı dört ayağı üzerinde bazen sendeliyor bazen de gideceği yeri önceden kestirip derin bir uyku çekiyordu kısacası; hem yürüyor hem de uyukluyordu, çölün ortasında yolculuk işte böyleydi.. |