Cesaret
hatalarım kalın bir defter olmuş
açılıyordu yaprakları rüzgarda yıllar geçse de hiç sevemediğim o defteri saklıyordum, kalbim kırılmış sükuneti kalmamıştı gecemin yıkılmış kaleler kalmamıştı geride hiçbir asker cesaret diye diye yitirdiğimiz topraklarda açıyordu çiçekler, özlediğimiz renkler; o sabah uyandığında selam vereceğin bir dost kalmamıştı ve cesaret diye diye, kör kalmıştı yüreğin haykırışların boşuna uçtu gitmiş günlerin yazgımın sonu sarılı bir kağıt olmuş; cesareti çektim içime seninle doldu heryer her anımda ve kaldı yüreğim bir garip yasta, olmazdı yapamazdım titrerdi ellerim biliyorsun hassastım hastaydım oysa bu dünyaya bir yabancıydım caddelere huzur bulamadığım denizlere neredesin diye dalışlar boşuna cesaret dalgalarda, sarp kayalarda, neden sen, olmazdı yapamazdım böylece kaldım yarıda cesaret diyen sen iken sonunda tükenmiştim işte ne çalacak bir kapı ne bakacak bir yüz kalmış, düştüğüm yerden kalkamamış iyice kaçmıştım çukurlara baka baka sana cesareti çekmiştim içime, öksüz kalmış tavırlarım yakışmazdı değerken yüzün yüzüme, kapattığım cesaret defterimden sarkıyordu bir gül yaprağı kalın yapraklar arasında bir de ona acımıştı içim yabancısı olduğum dünyaya doluyordu gözlerim.. olmazdı, yapamazdım batardı gündüzüm yüzüne hasret bakmaya muhtaçtım işte muhtaçtım sensiz yaşamaya ağır ağır dökülsün nağmeler işte bir siper daha yüreğime doluyordu içim karanlık bir geceye, sokaklar kara bir düş olmuş giriyordu merdivenleri rüyalarıma ıslak kaldırımları, burnu akan çocukları ve o yoksulluğumuz içine saklandığımız yalnızlığımız içinde ne olabilmiştik bir parça delikanlı ne de hasret çeken bir güle.. cesaret dediğim, bir avluda ağlıyordu şimdi içine ekmek kırıntıları düşmüş o cepler vardı ya ah çocukluğum diye ağlarken aslını yitirmiş hayatlarımız içinde kara bir defter daha açılıyordu insanlık hanesine bir yalnızlık daha doğuyordu işte bir korku doğuyordu çamurlu bir çift el, sımsıkı, yumruk olmuş, meydan okuyordu bilmediği bir şeye, ezan sesi altında; hasret çekiyordu, dümeni dönen bir eve kavuşabilmek için tek tek sayıyor, biçim veriyordu bulutlara cesaret böylece doğuyordu içinde ışığı sönmüş bir bahçede yatıyordu şimdi, meydan okuduğu hayatın birkaç metre altında uyuyordu; uyanmak için yeni bir hayata.. |
ölümün ölümsüz anlatımı...
tebrikler.