Kıvrık yapraklarbakındım başımı sağa çeviriyorum karşımda duvar belki de duvar değildir güzel sardunyalar güller kendi halinde sallanıyor renkli perdeler vadilerin zambakları gibi her şey yerinde filler yürüyor tüm sokakların lambaları titrek duvar sessizliğinde gölgeler filler evler sokaklar kornalar ve çocuklar herkes rüyasını avuçlarından düşürmüş herkes... yağmurun gerçekliğinde ıslanıyorum boynumdaki kuş titriyor dövme örümcek suni çiçeklerin ruhlarına ağlıyorlar suni kapılar her gün hayallerini sulayan insanlar o adam orada değil sanki o kadın duvarlara bakmıyor kedilerin bakışları bir sağa bir sola gözlerim tavana yumurtluyor kar melodisini duyuyorum ırmak neden çağlamıyor toprak çöl, gök parça parça azalıyor elmalar çürük kurtçuklar kucağımda tüm radyolar zagrep düğmeli çayırlar rodrigo’nun gitar hüznü çavdar tarlasındaki çocuklar ölüyor çavdar tarlasındaki isyankar çocukları öldürüyorlar anne karanlık kediler saklanmış elimle gözlerimi kapatıyorum avuçlarım yağmur ölüsü kızılağaç kabuğu nedir bilir misiniz oturuyorum gölgesine kabuk dediğin nedir ki soyulup gelen siz yoldan geçen yabancılar kadehlerinizi kaldırın lütfen yaprakların en kıvrığına yarattığımız düşlere kendi düşümüzden soyunan ağaç kabuklarına orada her şey ne kadar güzel değil mi ! lacivert |