KUM SAATİDalgalarca kumdum çağladım, coştum. Bir sırça saatte çarkımı gördüm. Çevrildim boşluktan boşluğa koştum, Ağıtlar içinde şark/ımı gördüm, Toprağım sıkılsa akar da kanım, Bir yanım ağlarken güler bir yanım, Sıra bana gelip yanınca canım, Ruhsuz nesnelerden farkımı gördüm. Allah’tır çevirir bakar dediler, Aşk ile kulluk et yakar dediler, Sular baş yukarı akar dediler, Ferhat’ın murcunda arkımı gördüm. Karun’un izini kovalıyorken, Balçıkla güneşi sıvalıyorken, Nefsimin sırtını ovalıyorken, Eyyüb’ün sabrında korkumu gördüm. Çevrildikçe şafak düştü gözüme, Çevrildim çevrildim döndüm özüme, Bastım ayağımı kendi közüme, Yanan her hücremde ırkımı gördüm. Tohumdum özümü toprakta buldum, Neminde yeşerdim, deminde soldum. Bin kere çevrildim boşaldım doldum. Bir buçuk metrelik barkımı gördüm. Bir ipim çekildi, düştü kırk yama, Bir ip bulamadım bir yırtık yuma, Zaman; “beşermişim” dedirtti ama Anlayana kadar kırkımı gördüm. (temmuz 2012) |