DUVARLAR-3
Bir çıra, bir kibrit, ocak ve kazan
Karayel ateşe talih yazarmış Biçtiği kalıpta pişer kalpazan İnsan mezarını kendi kazarmış -Bir çıra, bir kibrit, ocak ve kazan Dün; körelmiş kılıç. Bugün; kanlı kın. Yarının boynunda ateşten zincir Ölüm; sırt çevirmiş yar kadar yakın Dönmese incitir, dönmesen incir -Dün; körelmiş kılıç. Bugün; kanlı kın Beyninde çimento, gözlerinde kum Bir siyah perdenin harcı gördüğün Arkasında kalan ne varsa mahkûm Kıyametin “sur”u lif lif ördüğün -Beyninde çimento, gözlerinde kum Duvarlar; başları diken örgülü Duvarlar; gölgesi gülleden ağır Cehennem kapısı kat kat sürgülü Dışarıdan kördür, içerden sağır -Duvarlar; başları diken örgülü Başın bilinmezin içeri düşer Ruhun kimliğinle kalır girişte Bir kara noktadır, boşlukta beşer Çizgilere gebe nemli kirişte -Başın bilinmezin içeri düşer Bin yılık cenaze hissiz yapısı İçerden içeri çelikten zarlar Merdiven başında höyük kapısı Duvardan duvara saf saf mezarlar -Bin yıllık cenaze hissiz yapısı Yerde sıra sıra ruhlar uyuklar Bilinci kapalı gözleri açık Gözler; duvarlarda fersiz oyuklar Umutlar hükümlü, akıllar kaçık -Yerde sıra sıra ruhlar uyuklar Örtünce gözleri kirli nevresim Fırtına yastıkta sular atını Çorak denizinde boğulan resim Tırmalar göklerin yedi katını -Örtünce gözleri kirli nevresim Midye ile inci, insan ve fikir Kabuğu küf kokar, ziyneti ziyan Duvarlar ve zaman, münker ve nekir Neyi, nasıl sorsan cevap hezeyan -Midye ile inci insan ve fikir Bir hayal gölgesi buldunsa sığın Şükret bir geceye denk ise asır Bir çile takılır ucuna tığın Ne işlersen işle nakışı kısır -Bir hayal gölgesi buldunsa sığın Demirden leblebi takvim yaprağı Çiğnenmez, yutulmaz, boğazdan inmez Öfke, kahır, keder üç çeki ağı Oltu, sedef, kuka çek çek tükenmez -Demirden leblebi takvim yaprağı Bütün renkler silik, siyah bin bir ton Maviyi, beyazı almaz dağarcık Çokça paslı demir, hayli mor beton Üç beş karakarga beş on sığırcık -Bütün renkler silik siyah bin bir ton Zift dolu gözlerin onda sekizi Arsız tebessümün kâhyası elem Sebepler ve sonuç siyam ikizi Kusur ve bedelden ibaret âlem -Zift dolu gözlerin onda sekizi Bura bir adımın bin yıl ırağı Su değil köprünün altından akan Motif motif işler usta çırağı Kalemi ustura, mürekkebi kan -Bura bir adımın bin yıl ırağı Ne sükût elverir ne de kudurmak Sabır kilimine ilmek sanattır Dışarıda ilimse ayakta durmak İçerde yatmayı bilmek sanattır -Ne sükût elverir ne de kudurmak Dirilmez burada ölen çiçekler Nasıl su tutar ki kırılan testi? Seni bekleyenler beyhude bekler Bilmezler duvarlar yolunu kesti -Dirilmez burada ölen çiçekler |