DUVARLARKilim ipliğinde güveler şen de, Zılgıt havasında karasinekler. Yastık oyasına gölge düşende, Köşe minderinde matem pinekler. --Üç yüz altmış beş gün, yedi yirmi dört, --Uyusun garibim ört üstünü, ört. Kamburu hezanın bahtına vurur, Duvarlar; mor yükün, yorgun devesi. Etrafında kahır dolanır durur, Duvarlar; çığlığın, tunç çerçevesi. --Mertek çürük, direk kambur, yük ağır. --Duvarlar kör, dilsiz. Duvarlar sağır. Tokmağında hışım, dibekte ağı. Saat tik tak tik tak, çile yoğurur, Yaşanan hayaldi yarın Kafdağı, Yelda ağır yüklü, gör ne doğurur. --Ölümün rahminde, beklenen bebek. --Emanet kanatla uçan kelebek. Kapılar, umuda geçmiş kelepçe, Hangisini açsan, ardı kan gölü. Oda; Hama, Humus. Salon; Halep’çe. Her eşyada bin bir hatıra ölü. --Ceset ceset yükte dağarcık zarı, --Duvarlar; boğulmuş cenin mezarı. Açık pencerenin tülü savrulur, Sonbahar akşamı serinliğinde. Sönmüş bir ocağın külü savrulur, Dumanı, tavanın derinliğinde. --Üst katta bir çocuk misket yuvarlar. --Duvarlar, çin çin çin öter duvarlar. Bir resim, aynanın sol köşesinde, Sakalına tel tel düşmüş kırağı, Bir resim, yolculuk telaşesinde, Akşamdan toplamış tası tarağı. --Yolculuk, yolların bittiği yere, --Bütün gelenlerin gittiği yere. Bütün fırtınalar bir nefese denk. Titreyen bir mumu söndüresiye. Kudreti sonsuzun ilminde ahenk. “Dön” deyip, dünyayı döndüresiye. --Bütün fırtınalar bir nefese denk. --Kudreti sonsuzun ilminde ahenk. 10-03-2013 |