İREM'İN BAHÇIVANI
İrem’in Bahçıvanı
Çıplak omuzlarıma ağır gelmekte bu yük El, elin yarasını baldıranla bağlarmış Ne yapsam kapanmıyor yırtık yamadan büyük Nihayet anladım ki; erkeklerde ağlarmış Kuşlukta batan günün ufkudur paslandığım Ne desem isyan olur, görülmez kaza deyim İki hece dört harflik bir dağdın yaslandığım Baba! Gittin gideli zamandan azadeyim Uçurtma ipi gibi kaydın ya ellerimden Ne sen göklere sığdın ne ben bu yeryüzüne Ellerinle birlikte koptum hayallerimden Yalan oldu umutlar, kar yağdı son düzüne Bilmedim, bilemedim, nasıl bilebilirdim? En güzel çiçeklerin zamansız solduğunu Bilmedim, bilemedim, bilsem bende gelirdim Ayrılığın bu kadar amansız olduğu Sen gittin ya, boşaldı aklımın zıvanası Düğün derler cenaze, bayram derler yas anlar Karanlığa kuruldu gözlerimin vanası Boğulur yastığımda düşler, karabasanlar Uğrada cemre düşsün yetim koyduğun dama Geceler bayram olsun düşlerimin civanı Uğrada güller açsın, bahar gelsin odama Gül kokunu özledim İrem’in bahçıvanı Şefik Tiryaki NOT: bu şiir bir dostumu baba özlemine ortak ve tercüman olmak için yazılmıştır. |
Tebrik ederim