Yürüdüğümün Ortası
yakınlaşmak gibidir kumsal duruşunun kumral
kısık sesli yağmurlu ara yol belirsizliği ben hep iki arada bir derede olmayı seçtim yapım buydu netleşememiş hüzünler başı sonu yok ara renklerde gökkuşağı özlemli tüyleri ürperik aşk ateşe dokunmak çıplak elle sakınmadan gövdemi yasladığım karyola büyük gözlü içeriksiz insan düşünmelerimin redakte edilmemiş kahır çekeni seni tanıdıkça yol aldım acıdım kendime ağaçlara şefkatli yaşlı kaplumbağalar gibi güldüm içimdeki çölleşmeye rakı kadehlerinin sabaha hazırlanan yapışkan yalnızlığı içi boş devrilmiş geçmiş anların anlamsız uğultusu bekar odalarımın birikmiş çamaşırları kokar şehir aradığın bahar özlemi değilim ben bunca yürüdüğümün ortasında kağan işçen |