kulaklarıma doldurdum sesini duymuyorum kimseyi...
yangından ilk kurtarılacak gibi duruyor vakur gülüşüyle karşımda ekmek kokuyor elleri sıcacık su veriyor ağaçlara,susuz kalmış kuşlara,kırmızı karıncalara bütün çiçekçilerde adı geçen sarm’aşık dört yanı yalnızlıkla çevrili bu rüyada teslim oluyor ellerim şiir çizgili avucunda
kitap arasında kurutulmuş gül kurusu gibi duruyor vakur gülüşüyle karşımda iki şekerli çay oluyor demli gözleri kırılıyor fay hatlarım kâmuran dikiliyorum aynada narları ayrılıyor gövdemin dokundukça hükümran elleri
ucu yırtık siyahbeyaz resim gibi duruyor vakur gülüşüyle karşımda parmaklarını çıtlatırken gece tavansız kalıyorum ağzından düşen her kelimeyi fransızca öpüyorum bir orman yanıyor dudaklarımda bulutları içiyorum bileklerimdeki parmak izlerine kırmızı jilet sürüyorum mor bir ıslık dolanıyor boynumda soğuyorum dibindeki yangını bile bile dalıyorum ırmağına küllerimi denizlere emanet ediyorum
idam mangası gibi dizilmiş şehirler aramızda hangisi vuruyor bu vuslatı faili meçhul dipdiri duruyor iştahlı günah aşkın her çağında yusuf’un yırtılan,ateş’ten gömleği sırtımızda ellerimiz yanık buzul ...
ben kırılır sen içimde kalırsın cesedim ruhuma ağır gelir susarsa sesin...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ses tutanakları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ses tutanakları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
hocam merhaba.ilk defa dinledim sizi en son siirinizde. kac kez dinledim bilmiyorum.sarsti beni siir herseyiyle. bence sizi dinleyip ogrenmeli herkes.saygilarimla.
Feyza Can imzalı şiirlerde hep hayat izlekleri, sıradanın sıradanlaşmadığı satırlar. Nedense bir geç kalmışlık hissiyatı ve çizdiği karamsar, kaotik tablolara rağmen inadına umut bırakıyor bende. Tebriklerimle...
ucu yırtık siyah beyaz resim gibi duruyor vakur gülüşüyle karşımda parmaklarını çıtlatırken gece tavansız kalıyorum ağzından düşen her kelimeyi fransızca öpüyorum bir orman yanıyor dudaklarımda bulutları içiyorum bileklerimdeki parmak izlerine kırmızı jilet sürüyorum mor bir ıslık dolanıyor boynumda soğuyorum dibindeki yangını bile bile dalıyorum ırmağına küllerimi denizlere emanet ediyorum
idam mangası gibi dizilmiş şehirler aramızda hangisi vuruyor bu vuslatı faili meçhul dipdiri duruyor iştahlı günah aşkın her çağında yusuf’un yırtılan,ateş’ten gömleği sırtımızda ellerimiz yanık buzul ...
ben kırılır sen içimde kalırsın cesedim ruhuma ağır gelir susarsa sesin...
Harikaydı şiir ve yorum üstadım severek okudum, Yüreğine kalemine sağlık Yürek sesin hiç susmasın....... Saygılar
:) Tebrikler feyza. Siirin diger siirlerinden biraz daha farkli geldi. Sevgili okana da ne desem az:) Yavas yavas ama hersey birden bire pat diye olmuyor.
agzindan dusen her kelimeyi fransizca opuyorum. bu satiri da aldim gidiyorum.
Yüreğinize sağlık, kaleminize kuvvet!