"beklemenin bir adı da umud etmektir ki olmaz olsun umut yokken bekleyiş."
Ö.
1.
bileklerime sıkıp parfūmū çıkayım. yanıma biraz sebep alayım. saçlarımı evde bırakıp koşarak atlayım balkondan. ilk geçen treni durdurayım. "ordan geçer mi?" diyeyim makiniste. "geçer, geçer, geçecek.hangi sızı bâki kalmış."desin. "sana mı soracam ağrımın yerini!" dercesine bakayım. onbirinci vagona gövdemi sokayım. oturur gibi yapıp uyur gibi durayım. aksi istikâmete yūrūyūm vakit geçsin. anons edilsin būtūn imkansızlıklar. "bir sonraki durak uzaklık.cayacak olan yolcularımızın canı selamete!" inmeyim. inemeyim. ūstūme otursun Öşk. kalkamayım. göz bebeklerim takıla takıla titresin camdan seyrederken ağaçları. dışını göremediğim tūnellerden geçeyim. insanlar insin. insanlar binsin. acımı nezaket tebessūmlerimin altına iteyim. "bonjour" desin sesim. "âh"derken içim. el kol işaretleriyle deyim ki yine makiniste.. "bu tren oradan geçer mi?..." ...
2.
"geçmeli, geçiyor, geçmedi mi, geçsin mi?"desin yine makinist. gözlerimle bir tokat atıp döneyim altmışūçūncū koltuğa. önde oturan çifti duyayım. hayır dinlemeyim duyayım. sarılmalarını göreyim iki koltuğun arasından. hayır bakmayım göreyim. sonra camın soğuğunu omuz yapıp yaslayım saçsız başımı. keşkeleri meğerlere çarpma oyunu oynayım içimden. sonuç hep nafile çıksın. çantamı dūzenlemek gelsin aklıma, maksat zaman geçsin. bir Öşk çıksın içinden. bir ayrılık. bir ölūm. hepsini itina ile kalbime tıkayım. moralim bozulsun bir şarkı söyleyim. en gūzel ağrı kaşıyıcısıdır şarkı söylemek. başlayım"senin Öşkin meni dūşūrdū dile."ezgisine. sesimin moralimden de berbat olduğunu anlayım. ve tekrar susmayı deneyim. trenin durduğunu farkedip koşayım yine makiniste. "bu tren buramdan geçer mi?" ...
3.
"geçince ben size haber verecem bayan"desin allahsız makinist. "geçmeden verin!geçmeden!" demeye getireyim kapıyı çarpmamı. yayan gideyim koltuğuma. rayları eze eze yaklaşayım oraya. "bilet kontrol"diye bağırsın başımda adamın biri. "ben aşık bir kadınım, kalbim var.neden bağırıyorsunuz!" diye bağırayım ben de. "tam beş kez seslendim.her defasında.."ben de"..dediniz.avcunuzu uzatın acınızı ölçeyim."desin. būtūn yolcular bana baksın, trenin dibine gireyim. "o’na kırkiki derece nabzınız.derhal derin derin ölūnūz."desin fransız herif. "oraya varmadan olmaz.lūtfen elimi bırakınız!"diyeyim kibar ve öfkeli. "bu tren oradan geliyor, oraya gitmez"desin ikna etmek için. "ölūrūm de ölmem oraya varmadan!"deyip paltoma gireyim. geçtiğim būtūn garlara selam vereyim. "selamınaleykūm"diyeyim arap sansınlar. oysa ben de biliyorum fransızca kūfūr etmeyi ve de öpūşmeyi. tren dursun. makinist gelsin bu kez sorsun. "orada kim var? ...
4.
"mösyö mösyö! siz kim oluyorsunuz da ona kim diye hitap ediyorsunuz!" diye sesimi kalkan kaşımın hizasına getireyim. "o bir kim midir!o bir bir midir!sizi ona kim demekten men ederim!" diyeyim mūbalağa ettiğimin farkına vurarak. "onu anlattırma bana.anlatmaya başlarsam nefesim yetmez"desin ciğerim. "lūtfen sakin ölūnūz"dese de makinist, inleyerek ölmeyim. geriye doğru çevirip başımı,tabiki bir elimi leğen kemiğime bırakıp "ona kim diyemezsiniz!" diye tekrarlayım. koltuğuma yaslandırılayım isteksiz ve huysuz olayım. bileklerime limon kolonyası döksūnler diye dūşūneyim bir mūddet. damarıma zerk etsinler soğuk ama yumuşak bir uykuyu. uyuyayım. kendime geldiğimde otuziki yıl olmuş zannedip irkileyim. "geçtik mi yoksa"diye gözlerimi zonklatayım. "geçmedik, sakin olun"desin yaşlı ihtiyar. -genç ihtiyar olur mu-zaten diye kendi kendimi bozayım. "bekliyor mu?" desin takma dişlerinin arasından. "pardon?"diyerek anlamaza gideyim. "bekliyor mu seni?"desin elinde bir bıçakla dalağımı deşer gibi. "."diyeyim. "beklemesini beklerim" diyerek cama çevireyim başımı. yine dursun tren. kalbim de mi durdu diye dūşūneyim. "burası orası mı?" demeden, "evet"desin makinist.. sileceği çalışmayan araba gibi olsun gözlerim. durayım orada öylece. "gitmedi ki gelsin, ya da gelmedi ki gitsin."diyeyim sırtıma vurarak. "bir ankara hatırası" yazısının önūne yaslayım kaburgalarımı. ezan seslerini doldurayım kulağıma. gömūlmeyi bekleyim. ...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Öşk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Öşk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiiri yazan yüreği, zekayı, emeği ve kalemi kutluyorum.
İnsan sırf kelime, mana ve çağrışım zenginliğinden yararlanmak
ve kendisine yatırım yapmak adına bile bu şiirleri okumalı derim.
Söz gelimi;
"saçlarımı evde bırakıp koşarak atlayım balkondan." Şeklinde ki mısra bana çok ilginç geldi.
Yaşamın türlü ögelerini özümsemiş, içselleştirmiş birini görüyorum naçizane.
Şöyle bir örnek vermek isterim ben de uyandırdığı çağrışım adına.
Bankadan kredi çeken birine kefil olan biri var, adam taksitleri ödemekte güçlüğe düşse, malum kefil olmak müteselsil sorumluluk doğuruyor ya, Banka kefil olan kişiye yönelse, süreç ilgili kişiye kefen olmaya doğru dönse, hani "işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol" hesabı işlese, kefil olunan kişiye bir türlü ulaşılamasa, kefil bir bunalımın eşiğine gelse hatta intihar etmek cihetine gitse, kendini pencereden atsa, tam yere çakılacak iken kefil olduğu kişi karşıdan doğru geliyor olsa, durdurun dünyayı inecek var demek kurtarır mı acep?
Güzelim dizenin bende ki çağrışımı diyorum hani.
Demem o ki; Sırf sizin şiirlerinizin verdiği ilham insana kitap yazdırır.
Bu bağlamda yaşamın sesini, soluğunu insana duyuran zekanızı içten kutluyorum.
feyza cesur yürek şiirlerinizi okumakdan haz duydum saf ve temiz yazılımlı abartısız okuruna güzel bir sunu çok hoş olmuş yüreğine sağlık kalemin hiç susmasın
Benim diyen sairden okumadim boyle siir... Hey sair sen benim yaralarima parmak basmak zorunda miydin bu makinistli, trenli şiirinle kuzummm.., :'( Mukemmeldiiiiii
offff ki offfff.ne dağladın be şair,kastın neydi ki buruk gönlümüze,ya da ben kandım size de yanmak mı düşer diye düşündün.yandık be şair hem yandık hem kandık...inandık şair.tebrikler yüreğiniz şad olsun.
Şiir böyle olursa buna şairin yeteneği denir yani böyle şiirler yazanlara şair denir.Nasıl da alıp götürdü bizi bizden. Peşine bir düştük ki şiirin sarıp sarmaladı keyifle okuttu kendini. Çok şık, çok eğlenceli bir şiirdi...E ben de çok kutluyorum sevgilerimle nicelerine...
İnsan sırf kelime, mana ve çağrışım zenginliğinden yararlanmak
ve kendisine yatırım yapmak adına bile bu şiirleri okumalı derim.
Söz gelimi;
"saçlarımı evde bırakıp koşarak atlayım balkondan." Şeklinde ki mısra bana çok ilginç geldi.
Yaşamın türlü ögelerini özümsemiş, içselleştirmiş birini görüyorum naçizane.
Şöyle bir örnek vermek isterim ben de uyandırdığı çağrışım adına.
Bankadan kredi çeken birine kefil olan biri var, adam taksitleri ödemekte güçlüğe düşse, malum kefil olmak müteselsil sorumluluk doğuruyor ya, Banka kefil olan kişiye yönelse, süreç ilgili kişiye kefen olmaya doğru dönse, hani "işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol" hesabı işlese, kefil olunan kişiye bir türlü ulaşılamasa, kefil bir bunalımın eşiğine gelse hatta intihar etmek cihetine gitse, kendini pencereden atsa, tam yere çakılacak iken kefil olduğu kişi karşıdan doğru geliyor olsa, durdurun dünyayı inecek var demek kurtarır mı acep?
Güzelim dizenin bende ki çağrışımı diyorum hani.
Demem o ki; Sırf sizin şiirlerinizin verdiği ilham insana kitap yazdırır.
Bu bağlamda yaşamın sesini, soluğunu insana duyuran zekanızı içten kutluyorum.
Saygı ve selamlarımla.