69
Yorum
89
Beğeni
5,0
Puan
4488
Okunma

--bakmayın bana öyle
bakmayın duru bir göl olup rüzgarı özlediğime
içimde ne fırtınalar kopar bilmezsiniz
ne fırtınalarda lime lime dağılıp
boran boran parçalanır nefesim
barış ve kardeşlik kisvesi altında
telef edilen çocukların hatırına
hak verin kulaklarımdaki sağırlığa
yer bulsun aranızda dağılmışlığım --
yer yer sağanak ceset yağıyor gökyüzünden
ölü kelebekler yoldaş oluyor sinirlerim üstüne
doğusunda vuruyorlar beni
batısında gömüyorlar uyurken
halkların özgürlüğü adı altında
mezopotamyalı bir çocuğu dağa kaldırıyorlar
elinde misket
gözlerimden avuçlarıma dökülen denizde boğulmak ne zor
ne zor gül yaprağından medet ummak güvercin kanadında
deliriyorum
gülmekten kırılıyorum ayyaş meyhane duvarında
alkole veriştiriyorum kendimi
üstüm başım kanlı
kalbim yaralı
kendimi kendime kırdırıyorlar heval
bir ışık sür ellerime
taş olsun bedenim gözlerinde
sonra aşk diyorlar duyuyor musun
-istanbul caddelerinde aralıksız aşk yağışı devam ediyor
ama el ele tutuşmak yasak
alkolle muhabbet yasak
ambargo var bakkalların raflarında
köşebaşlarında hayallerinden asılıyor insanlar
yok satıyor büfelerde yasak
akşamları beş artı bir oluyorum kızılayda
sonra da kerpiç odada iki artı sekiz çocuk
kadınların vulvalarında arıyor namusu
namussuzlar
kahroluyorum
gitme heval gitme
beni çaresiz yalnızlığıma kurban etme
*
velhasıl cumartesileri sevdirmiyorum kendimi anneme
5.0
100% (83)