Okuduğunuz şiir 10.2.2013 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Aslan Dedem
Yüreğimde ki “Aslan” a…
Yaramaz bir kızdım ben Ki “kızların haşarı olduğu görülmüş şey” değil derdi bu yüzden annem Oradan oraya zıplayışlarımın Gölgemle oynayışlarımın Ele avuca sığmayışlarımın tanığıydı dizlerimde ki derin yaralar Birer huzur cemresi Tepemde bulutlarım yoktu Yıldızları sektiriyordum gece olunca göz uçlarımla Bilmeden dolun ayın suskun bir sancı olacağını bakışlarımda Bahçemizde ki ağaç çok çekmişti elimden Salıncak olmuş hayallerime Saklambaç oyunlarımın ortağı Maymun olmuşluğumun yegâne şahidiydi bir de Göğe ermek isteyip kuşlarla yarışırken Bir de aslı teyze rahmetli Tandır başından hiç ayrılmazdı sanki Üç beş çocuğu ayartıp Saklanırdık bir köşede Ve yüksek sesle “aslı hala Tandırı gala Erin gelende Meni guvala” derdik Elinde rapatayla Düşerdi peşimize “Ay ciğeri yanasıcalar Dalı burhulasıcalar Dili şişesi Böğrü kabarasıcalar hardasız” derdi Karnımız ağırana dek güler sonra gönlünü almaya tez elden giderdik Kıyamazdı çocuk hallerimize Ah…
Hercaiyi bilmezdim misal kardelen gibi Koşardım durmaksızın çıplak ayak yeşile boyanan adımlarımla Annemin özenle baktığı çiçekler arasında…
Şimdi anımsadıkça buz tutsa da zaman kurbağayla oynayışlarıma En çok o anlarla mutluyum Çünkü hayattan hiç ürkmemiştim gözle görülür yaralarım kanarken Kanayan birer an olsa da şimdilerde ayak izlerim Parmak izlerim vardı anıların budanmamış yerinde Dokunurken ellerim ve gözlerimle Ki yüreğimin bitimsiz özlemi var o vakitlere Bu yüzden herkesin çocukluğunu gösteren zaman en güz-el Bu yüzden olabildiğince hüznümüz sel…
Her yeni gün Kumandası elimde oyuncağımdı Ki sesimde yüreğimde kocaman umutlar bohçalardım Yarına yarınlar eklerdi beyaz merdivenlerle tüm hayallerim Oyuncak bebeğimi dedem bezden yapmıştı Başkaca oyuncağım hiç olmamıştı Dedem dedim de aklıma geldi birden Cânımın çınarı Cennet oluyordu şehir her gelişiyle Ekmeğimde un dilimde baldı Çocuk günlerimin mevlit şekerini cepkeninden titizlikle çıkarışını Sübhaneke’yi incelikle öğretişi acı bir gülümseme düşürüyor şimdi mimiklerime -Ki her okuyuşta içime yangınla düşüyor dedem- Ermeni zulmünü anlatırken ağıtlı sedasıyla Yüzüme değerdi acı soluğu En sevdiği dostuysa bir malakan’dı Mem u zin masalını anlatırken buğulanan gözlerini hiçe sayan asil sesini severdim Ana dilinde saçlarımı severken kuşları indirirdi kirpiklerime “Berxa min şirine berxa min narîne” Balaca kuş derdim inatla serçeciklere gülümser Kocaman bir gök düşerdi bıyık altına…
Papatyalar koparıp iliştirirdim kulaklarına İnce ayar çekerdi sonra adımlarıma “çiçekler dalında güzeldir” diye Ki alt dudağımı büzüşümle Mavi gözlerini kocaman açıp kelebekler uçururdu Dudağından sıyrılan öpücükle yanaklarıma Gökyüzüne güvercin salan gülümseyişler bırakırdım o anlarda (Dip not: uçurtmalarım henüz duvarlara çiziliydi o zamanlarda) Şimdi anlıyorum ki bana hiç susuzluk taşımamıştı dedem Kör bir bıçağın altında sessizce duruşunu anlamamıştım Belirsizdim fikirsiz ve de şaşkın Adımlarım kirlenmeye başlayınca sızlandım… Bu yüzden durmaksızın yüreğimde ki nârlanmış harflare basıyor dilim Fakat değdirmedim asla anılara gözlerimin bir damlacık tuzunu Zira kimsede yok çocuk dedemin ışıltılı huzuru…
Bana güvercinleri gökyüzüne aitliğiyle sevdiren adam Şimdi kelimelerin gölgesiyle oyunlar oynuyorum Kendi gölgem mi? Güneşler batıyorken inan çekiniyorum Üşüyorum sılasız sığınaksız…
Ve artık merak etmiyorum Neden ormanlar kralının adını taşıdığını!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Aslan Dedem şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aslan Dedem şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bir yer gözden kaçmış sanırım dolun ayın yazılmış baktım başka bir anlam ifade ediyor mu diye dolunay'ın olmalı yada dolunayın. saygımla. şiir çok güzeldi.
Bu dededen bende de vardı. Üstelik o zamanlar kopyalar falan yoktu.
Kocaman tencerelerle pilavlar, fasulyeler, tatlılar pişirtir; tabağına üç tek pilav iki tek fasulye alır, tatlısından da sadece yarım tadar, diğerlerini olduğu gibi mahallenin fakirlerine dağıttırrdı.
Akıllı mı akıllıydı, cömert mi cömertti... Saygıyı ondan, Okumayı ondan öğrenmiştik. Aslan olup yurdun önce dört bir yanına, sonra dünyanın her yanına dağılmayı ondan öğrenmiştik.
Şimdi Aslan Dedemizi ancak Rahmetle anabiliyoruz.
Bütün onun gibi Aslan Dedeleri Allah Rahmet eylesin.
dedem melankolik bir aşiret savaşçısıydı, tütün ve kekik kokusu duyarımda göğsümde ona sarıldığımda ki zaten iki kez sarıldım, bir gece yarısıydı ve epey küçüktüm korkudan yaşça , jandarmaların arasındaydı diğerinde başındaki sarığıyla..idam mı! dedi nenem yutkunurak. olsun dedi dedem ne o şapka düşer bu başa ne de sarıksız bu baş yere.. şimdi anlyorum ki aslında bir duruştu onunki zincirlendiğinde kolları arkadan ve bir savruluştu elbette kaçakçılık yapışı sınırlarda.. asmadılar elbette zihnimden başka yere onu..şiiriniz sayesinde kanamaya başladı zihnimin konforu..
Sevgili Hazal, çocukluk şiirleri en çok sevdiğim şiirlerdir ve zaman zaman ben de yazarım. Şiir, okuyanı içine alan duygulu bir eser olmuş. Lakin ben de İlhan Beyin yorumuna katılıyorum. Hataları ayrı ayrı sıralamayacağım. Bazen hepimizin bilmeden yaptığı hatalar bunlar ama giderek İlhan Bey gibi güzel eleştiri yapanların sayesinde öğreneceğimize inanıyorum.
Hazal Karadağ'da şiir duyarlığı var, şairlik kumaşı da. Belki işçilik konusunda eksikleri var, biraz aceleciliği.
Daha önce de defalarca yazdım. Şiirin her şeyden önce bir "sözcük ekonomisi" olduğunu. Bir eksiltme sanatı olduğunu. Gereksiz sözcük tekrarları, hatalı yazımlar (dilbilgisi yanlışları) şiiri gölgeliyor.
Çocukluğa dair her şiir gibi, bu şiir de bizi aslında sarıp sarmalıyor bir anda ama daha ithaftan başlayan ve şiir boyunca sürüp giden dilbilgisi hataları, insanı rahatsız ediyor. En azından beni. * Yüreğimde( ki )“Aslan” a…
"ki" ya ek olur ya bağlaç. Burada bağlaç durumu yok ki. O nedenle bitişik yazılmalıydı. > Yüreğimdeki Aslan'a, * Bu biçimde ek olan tüm "ki"ler -her nedense- ayrı yazılmış şiir boyunca .
dizlerimde ki derin yaralar > dizlerimdeki Bahçemizde ki ağaç çok çekmişti elimden > Bahçemizdeki Bu yüzden durmaksızın yüreğimde ki nârlanmış harflare basıyor dilim > yüreğimdeki -- Bağlaç olan "ki" ye örnek, doğru bir kullanım: Şimdi anlıyorum ki bana hiç susuzluk taşımamıştı dedem * Başka arkadaşlar da birkaç kez yazdılar: "ki", "ve" vd bağlaçları tasarruflu kullanmakta yarar var. Yoksa, şiire yük getiriyor. Örneğin,
Yaramaz bir kızdım ben Ki “kızların haşarı olduğu görülmüş şey” değil derdi bu yüzden annem
buradaki (ki) bence gereksiz bir fazlalık. Dizeye hiçbir katkısı yok. Tam tersi dizeyi tökezleten bir etkisi var. Yanlış saymadıysam beş tane "ki" bağlacı var. Bence, belki buradaki kalabilir: Sübhaneke’yi incelikle öğretişi acı bir gülümseme düşürüyor şimdi mimiklerime -Ki her okuyuşta içime yangınla düşüyor dedem-
Diğerleri çıkarılmalı dize başlarından. Çünkü hiçbir katkısı/işlevi yok şiire. ** Belirsizdim fikirsiz (ve de) şaşkın
"ve" bağlacından da, olabildiğince uzak durmalı şair. Hele de (ve de) halinden... öneri: (belirsizdim fikirsiz şaşkın) "ve" yerine, gerektiğinde (,) konabilir. --
(Ve ) artık merak etmiyorum Neden ormanlar kralının adını taşıdığını!
Buradaki (ve) de çıkabilir bence. Öneri:
Merak etmiyorum artık Neden ormanlar kralının adını taşıdığını
biçimi ya da benzeri. * * *
Bir de (aslı teyze) rahmetli Tandır başından hiç ayrılmazdı sanki Üç beş çocuğu ayartıp Saklanırdık bir köşede (Ve) yüksek sesle -- Bu bölümde, (aslı teyze) > Aslı Teyze biçiminde yazılmalı. Özel isim. Tıpkı Ahmet Dayı, Şule Abla, Hasan Hoca, vd. olduğu. gibi. (Şiirin tamamı küçük harf kullanılarak yazılsaydı, belki bu biçimi yeğlenebilirdi ama öyle değil.) Yine son dizedeki (ve) bağlacı da fazlalık bence. *
Bilmeden(dolun ayın) suskun bir sancı olacağını bakışlarımda
dolun ay > dolunay bitişik yazılmalı.
* Şiir yazarken, masamızdan eksik olmamalı yazım kılavuzu ve sözlük. Mutlaka bakmalıyız yazım kılavuzuna. İkirciklendiğimiz anlarda. Çalakalem olmamalı.
*
Bana güvercinleri gökyüzüne (aitliğiyle) sevdiren adam
Aslında güzel bir buluş, güvercinlerin göğün olması ama "aitliğiyle" söyleyişi, sanki dili zorluyor. Belki daha farklı bir kurgu. * Sevgili Karadağ, Eleştirinin neredeyse sıfır düzeyinde olduğu bir sitede yazmak hiç de kolay değil. Niyetim, "büyüksü sözler" etmek değil, şiiri ciddiye aldığını düşündüğüm arkadaşlara, bir pencere açmak çabası. Küçük çaplı bir şiir işliği gayreti. Çoğu kez suya yazılan emek... Şiir, hiçbir zaman aceleye getirilmemeli. İşçilik çok önemli. "Eksiltili" bir dil. Yoğunlaştırma, anlatmaktan çok sezdirme düşüncesi. Özellikle bu türden öykülemeci şiirlerde, akıcılığı sağlamak zor oluyor. Bu da daha çok işçilik gerektiriyor. * "ki" bağlacının yerinde (tasarruflu ve işlevsel olarak) kullanılmasına örnek olsun diye Külebi Ustamızdan bir şiir:
SABRET
Sen petekte bir gömeç bal gibisin! Renksin yazdan kıştan, tazeliksin bahardan. Yapraklarda dolaşan serin bir rüzgârsın ki Her gün eser durursun hafızamdan.
Ellerin var beyaz güller gibi küçücük, Mutlak kalbin tomurcuklardan pembe! Sanki yeşil yaylalardır gözlerin Alnımda ter ve kuvvetsin işimde.
Ben kanadı kırık bir kuş değilim Döner birgün gurbet ellerde kalan Sabret neşem, sabret şarkım, sabret sevdiğim Sabret kalbi tomurcuklardan pembe olan.
Cahit Külebi
Görüldüğü üzere, sadece 3.dizenin sonunda var "ki" bağlacı ve alt dizeyle bütünleşiyor. *
Şiirin genelinde dilbilgisi imleri yok. Bu iyi ama bölüm sonlarındaki (...) da olmasaymış keşke. Soru imi de öyle.
*
"Koşardım durmaksızın çıplak ayak yeşile boyanan adımlarımla"
Merhaba efendim, emek dolu yorumlarınızı hangi sayfada görsem, o sayfa sahibini şanslı sayıyorum ve ben de payıma düşeni almak için dikkatle okuyorum. Sağ olun var olun İlhan Hocam.
sımsıcak insanın içini ısıtan bir şiir...hüznünde bile bir güzellik var. Torun sevgisi başka derler...torunun aşkıysa bambaşka... dede zaten masalımsı bir ad gelir bana, belki de hiç dedemi görmeyişimden... vesselam çocukluğunu çocuk gibi yaşayanlara ne mutlu...
Bana güvercinleri gökyüzüne aitliğiyle sevdiren adam Şimdi kelimelerin gölgesiyle oyunlar oynuyorum Kendi gölgem mi? Güneşler batıyorken inan çekiniyorum Üşüyorum sılasız sığınaksız…
Ve artık merak etmiyorum Neden ormanlar kralının adını taşıdığını!
Hazal Karadağ
Harikaydı anlatım severek okudum üstadım, Yüreğine kalemine sağlık üstadım, yürek sesin hiç susmasın, Saygılar
aslı halalı kısımlarda gülümsedim sanki yaşar gibi o anları sonra ilerledikçe şiirde
ağladım... hem nasıl...
"Bana güvercinleri gökyüzüne aitliğiyle sevdiren adam Şimdi kelimelerin gölgesiyle oyunlar oynuyorum Kendi gölgem mi? Güneşler batıyorken inan çekiniyorum Üşüyorum sılasız sığınaksız…
Ve artık merak etmiyorum Neden ormanlar kralının adını taşıdığını! "
bir rüzgar gibi vurdu göğsüme göğsüme burası öyle ki çökecek bir duvar dibi aradım babam geldi aklıma..ben dedemi hiç tanımadım bilmem sevgisi nasıl birşey babam herşeyimdi dedemdi amcamdı dayımdı dünyamdı...
Bana güvercinleri gökyüzüne aitliğiyle sevdiren adam Şimdi kelimelerin gölgesiyle oyunlar oynuyorum Kendi gölgem mi? Güneşler batıyorken inan çekiniyorum Üşüyorum sılasız sığınaksız…
Ve artık merak etmiyorum Neden ormanlar kralının adını taşıdığını!
Papatyalar koparıp iliştirirdim kulaklarına İnce ayar çekerdi sonra adımlarıma “çiçekler dalında güzeldir” diye Ki alt dudağımı büzüşümle Mavi gözlerini kocaman açıp kelebekler uçururdu Dudağından sıyrılan öpücükle yanaklarıma Gökyüzüne güvercin salan gülümseyişler bırakırdım o anlarda
Bu yüzden herkesin çocukluğunu gösteren zaman en güz-el Bu yüzden olabildiğince hüznümüz sel…
Bu yüzden herkesin çocukluğunu gösteren zaman en güz-el Bu yüzden olabildiğince hüznümüz sel…
İnsan nasıl da sığınıyor o günlere be can'ım... o günler ki en katıksız gülebildigimiz zamanlar.
hiç dedem olmadı benim. hiç dede demedim kinseye. çocukken de hep özendim dedesi olanlara. o yüzden bilmiyorum nasıl sever dedeler... ama çok istedim o yıllarda arkadaş olmayı seninle:) haşarılık ederdik:) uslu bi çocukmuşum:(hem ağaçlara da tırmanamazmışım.. ufff bak çok özendim yine.
dolun ayın
yazılmış
baktım başka bir anlam ifade ediyor mu diye
dolunay'ın olmalı
yada dolunayın.
saygımla.
şiir çok güzeldi.