Pembe bir mektup
su kıyısında bir söğüt ağacına yaslanarak
gözlerin uzak yollarda küme küme yükselen bulutlarda ayaklarının ucunda su şırıltısı sevdan çarparken kalbinde ağaçkakanların oyduğu o küçük oyuğa yazsaydın adımı dökülseydim lif lif bir ağaca yaslasaydın bisikletini sigaraya başlamamışken henüz bıyığın terlemiş,ağzında sakız patlatsaydın bembeyaz sevgini evin önündeki balkonun demirine oturup dutlar düşseydi önüne elini uzatsaydın güzel günlere bir karınca sürüsünün içinde gülseydi kardeşlerin sevgine oyuncağı olsaydın çoluk çocuğun deseydin n’apayım seviyorum en az şu bisikletim kadar ama bisikletsiz olurum da onsuz olamam geçseydin önüme bir bakışlık merhabanla kendi ellerini de tutardın bilirsin her yağmur bahar olurdu her yol çıkardı aşka kuruduğunda bile ağaçlar gözlerin yeşil bakardı görmezdinki onları sevdama hak veresin bir gizli köşeye otursaydın bir şiir yazsaydın uzunca sevgini anlatan pembe bir mektup yapmadın yıllar gazel olup döküldü kalmadı o bisiklet hevesin bir arabanın vitesini geriye çekiyorsun çatık kaşlarla öğütülüp geçer günler hiç yürümedik sanki betonlaşan yollarda bulutlar aynı olsa ne çıkar! 3.2.2013 / Nazik Gülünay |
ümit etmiş sabır etmiş beklemiş yııılar boyu lakin
ne şiir yazmış sevdiği ne de iki satır
seni seviyorum diyebilecek kadar
pembe bir mektup atmış.Çok nefisti efendim
duygulu akıcı sevgi dolu bir eserdi.Seçkin
kaleminizi alkışlıyor saygılar sunuyorum..