3
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1163
Okunma
iki yürek öteden duyulur
çığlığından kaçan sevdanın düş/süz uykusu
kolu komşuya maskara olurda uyanmaz o geceden sonra
yıkılası duvarlarının önünde sokaklar alaca karanlık
bir koşu mesafede ve yalnız
ürkek/dilinden sıyrılmaz kelimelerinin yalınlığı
tenine batan her harf beklentisiz gecelerinin sancısı
ve akar gider paslı bir mazgalın deliklerinden
geçmişinin böğrüne ki
getirisi sisli bir tan olur
kaybettikleri allı pullu al yazmalı
müziği duyuyor musun sevgili?
kelimelerin çıkardığı ıslak sesi duyuyor musun şimdi
sonra-yarın-değil!
tam şu anda şimdi
sen..hep geç kalmak mı istemiştin sevdiklerine/gelmişlerine
hep yarım kalmanın nedeni bu muydu senin ki
yarımlığına rağmen avuç içlerine emanet etmişken yüreğimi
yüreğinde seni sıkan kelimelerden kasık ağrılarına yenik düşmüş
blue jeanı sıkan bir delikanlı resmi çizebilirim sana tek renk
çizmeyi senden öğrendim sevgili
ve çizik atmayı harfleri kanatırcasına
bir kere bak/san yeter adam olana çok bile ki
senin gözlerin ikiye mecbur edilmedi asla
sana..onurlu duygularımı sakladığım yürek heybemden
ve çokça benlerinden sıyrılmış dokunuşlar bırakacağım
biliyorum ojelerini çıkaracaksın birazdan
kırmızıya kesik
ve dudakların sıyrılacak sahte renginden
tenin inzivaya çekilmişken uzaklarda
ben tek kağıtlık cigaralık tütüne saracağım yaramı
her nefes veriş aklımı alacak birazda
sağımda-solumda derin boşluklar oluşacak ayaklarımın
toprak kayarken tabanlarımdam,
kaçacağım ardımda mirasım olmayacak sesim
sesim ki teninden önce sesine düşmüştü senin..
oysa sevgili hangi kahramanı sevsen
o olmuştun az buçuk mızıkçı oyunların çamurlu sokaklarında
yüreğinden önce üzerindi kirlenen
giderken götürmeyeceksen beni delinin mavi tonlarına
ben ölmeden ve gülmeden
bir kere güneşli bir sahile çıkaracak mısın sabahları
evinde, zifire kesik odanda teninden önce yastığına sinen kokuda
az raili çağırıp boğacak mısın sesini de
burada hemen şimdi bu köşeyi dönmeden daha
bana göstermeden yüreğinde sakladığın “ben”in gerçek değerini
ve devamında delinin mavisini
sahi müziği duyuyor musun sen?
ya kelimelerin çıkardığı ıslak sesi?
şimdi
sonra-yarın değil
şimdi...
(...)