Nuh’un gemisi geçiyor evimizin çatısındanŞimdi kan devrinin Mahşeri yok sokaklarda, Güvercinler uykuda, Haber ulaştırmak Yasak dağlarda. Mevsim savaşları taşıyor sırtında, Sarışın imparatorlukları yıkıldı ehramın, Bir iftira, bin kefene, bin tabut. Karanlığın yelelerine örüldü unutkanlık Göçebe yağmurlara flört, Ay ışığı toplayan aşklardan. İnadına yalnız Ağzımın kıvrımlarında uçan kartal, Tarih neyi yazar, Ne anlatır bilge, Tuzlayın cenazemi Kokmasın bayat teskere masallarında Zincir kırmak sanat, Firar et diploma al tilkiler yatağından, Güneşin kamburundan Duvarları çökerten sevdan Ay çekilmiş kan sularından. Ey aşk! Vur kırbacını göklere Korkumuz mu var Allah’tan gayrı, Hani ne kaldı ki Ötelere seyahat Biletsiz ve de pasaportsuz, Şimdi kan devrinin çiçekleri açıyor, Mahşer yokuşunda. Nuh’un gemisi geçiyor evimizin çatısından Haydi, biraz aşure taşıyalım komşulara Umut duasına çıkalım, Güvercinlerle kapansın kentin günahları Zindanların gıcırtısıyla binmesin tahtırevana çocuklar, Uçurtmalar uçurulsun sarışın türküler üstüne, Yahu şair bırak dilek dilemeyi sende, Kalk gecenin bir saatinde, Bir merdiven daya ay’a Çık otur, Fazla gölge etme dünyaya Ağladıklarını duyabilir misin ebabillerin Akrep gururunu kırabilir misin koynunda yılanların Hiç kimsenin, hiç kimse olduğunu öğrenebilir misin? Hiç kimsesizliğinin, hiç kimsesizliğinden. |
Manda yuva yapmış söğüt dalına!
tebrik ederim...