Evet
Çok mevsim geçti üzerimizden
Şu an bulunduğumuz mevsimi giydirmeye gerek yok Yanımda olmadığın her mevsim çırılçıplak Olsaydın yanımda koştururduk mevsimleri O hızla akıp giderdi zaman Düşlerimizin peşinden koşarken yırtılırdı hülyalar Beynimin içinde sarmaşık Sarmaşık dallarının arasına hapsettim kendimi Zaman geçmiyor Sarmaşık gün geçtikçe büyüyor Beynimin en ücra köşelerini ele geçiriyor Doğurgan zamanlar can sıkıntısı doğuruyor Biraz vahşi içimin sesi Sessizce saldırıyor kırılgan yüzüme Sesimi hapsediyor sarmaşıklar Artık sesim içimden çıkıyor Sahip olamıyorum sesime Herkes biraz komikse güldürebilir Biraz özgürsek takılabiliriz kuzeyden esen bir rüzgarın peşine Rüzgar bedenimizi bir taşa bıraktığında İnsansak eğer biraz acır canımız Ama değer Eğer pembe bir gökyüzü üzerimizdeyse Akşam güneş batarken Eğer sevgilinin eli değiyorsa elimize Değer taşa vuran bedenimiz Boşa acı çekmemiş oluruz Şu ölüm meselesi ne kadar tartışılabilir? Karın ağrısı ayaklarımız taşa basarken mi icat oldu? Anlamsız sorularımın cevabında sevdim seni Ben ne kadar anlamsızsam Sen verilen cevap kadar anlamlıydın Sorularımı sorarken cevabımı da sunuyordum “Evet” demen yeterliydi Dilimde yeni doğranmış kelimeler Kesişemiyor sorduğum sorularla Cevap olmuyor suallerime ağız dolusu susmalar Hep bir yerlerde eksik konuşuyorum oysa Yarım yamalak herkese cevaplarım Tek kelimeden fazlası israf geliyor bana Ama şimdi harcıyorum tüm kelimeleri Bıçak sırtında bir intihar Yere düşenlerden belli On Beş Ocak İkiBinOnİki 19:50 Nevin Akbulut |