GEL ZAMAN
gel zaman iplik boynuma iğrilir
ellerimden düşer bir mendilin yazgısı işte bu şiir derim bir deri muhafazadan ileri altı üstü mihmandar mühürlemiş kitabını dizlerimi nasırlandıracak kadar aşksız ve şiirde olması gereken günahkarım terbiyemin iki kanatlı kapısında kasnak tutan eller kadar yorgun ve arabacının gideceği güzergah kadar gölgesiz kitapsız bir veryansın içindeyim gel zaman ulağa vaktinde icazet veren kulağın mahşerde parlayan alnında bir vakanüvist konaklar ki levhi mahfuzdan anlaşılır ki tekrar döneceğinde günhanından kaderin bellidir yörüngeye kayacak yıldız belli ve evveli bilen anı bilmez mi yokluğun ezele çırpınan güvercine bir sözü vardır bir lokma söz bir lahza suskunluk kıyameti getirir kalbine dünya yıkılmışsa düşüneceğin kefedeki muhabbet çekirdeğinin okkasıdır arşın melekleri vardır and olsun canı veren tasarrufunu soracaktır elbet. gel zaman hani meyleden kadına kül olan yüreğindeki heycanın misli Yaradanadır aslolan maşrukun magribe olan uzaklığını yaradandır ki ne kadar yakındır kalbine Allah benim hala yüreğimin ürpertisine titremecek kadar semaya açılacak ellerim var gel zaman af dileyeceğim zaman gel zaman Rabbimin beni affedeceği zaman gel zaman bir hal midir iman bir huy mu zaman gel zaman, gel! AHMET SERDAR OĞUZ / ALMUS |