36
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
1704
Okunma

şiirin anahtarını verdin sevgilim
gül ve toprak kokan
ellerin yaratıcısı
ozan değildim
dil’sizken
ses veren yüreğime
senin tutukluk yapan sesindi
her zorda kaldığında
içki kadehlerine sarılan
meyhane dostluğundan
medet uman kimliğini
unutturan
önümde boş kâğıt parçacıkları
inmeye çalışıyorum kalemin ucuna
ucunda seğiriyor gözlerin
bir gülün dikenini kanatıp
sesin ulaşıyor pencere önüne
adımların
dolaşıyor adımlarıma derken
mahalle kadınlarını atlatıp
bakışlarına koşamıyorum
herkes kendi yürümesini bırakıp
ayaklarıma dolaşıyor
hep bir kara kedi geçiyor aramızdan
kırmızı giysilerine taklıyor gözlerin
sokaktaki kızların
zik zaklar çiziyor aşk
sık sık çakılmış çivilerden atlayarak
sana koşuyorum
gözlerini başka bir göz mühürlemiş oluyor
kenarına kayıyorum sedirlerin
daha çabuk kaçabilmek için
zihnime çakılmış kuşkulardan
öyle bir aşk ki
kalbimi kemiriyor
ağaçkakanlar halteder yanında
çıkardığı seslerin
sen’sizken
senin dövmelerini yaptırmış gibi ruhuma
ben’li aynaları kırıyorum
bütün fotoğraflarımı eskitiyorum
kitap arasına bıraktığın güle
dönüp dönüp bakıyorum
dün gibi yerinde mi?
yerinde mi sana işaretlediğim şiir?
kırık bir daldın hani!?
3. 1. 2013 / Nazik Gülünay