Damardan TabutlarDamardan tabutunda saklanma vakti bize ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunuyoruz kapatabilirsiniz mikrofonları, perdeleri muammanın ölü çiçekler ile kaplı olduğu yüz lütfen ağzınızı siliniz, ıkınmadan bir de kapıyı açabilir misiniz? İnsanda tapulu arsalar gibi çitleriyle meşhur çitleri çıt çıt kıran kış ayazı oluverir kestaneleri oturacak son durak beton bir teneşir o da yoksa daha kötü, toprağı olmayan bir şehre gömülmek... kömür gözleri sahipleniyor ağlak suretleri ben arabalardan iniyorum, buhar oluyor artık yüreğin aşk hali gözyüzüne dağıldıkça, hissizleşiyorum. Dinleniyorum galiba, birileri en mahrem bakışlarıyla akıl odasında tenler biçiliyor. zaman terbiyesiz bir çocuk kadar pandikle meşgul kulağına insanın tıkanan kulaklar almıyor gerekeni söylenmese bir de iyidi diyor. Satır arasında yaşanmışlık bir veremli bir kanserli vebalı güncesi göz içre kırmızılıklar görmeyincede mutlu oluyor insan kendini ve konuşmasa da, duymasada kendi sesini! Duvar arkasında biriken ana sütü kadar temiz ve doğal mikroplu abdestler aldırıyor Mikail yağmur sesine muhtaçlıktan çeşmelere koşuyorum akıyor sular; kireçsiz, pudrasız... Tabutunda turuncu avuç içleri kadar masum değilim sela mı kendim okuyup kendim veriyorum ruhu teslim Ey kıçı pasaklı, bol makyajlı yaşlı şehir! hangi caminin minaresine çıksam kazaya bırakıyorum artık mabedsiz kalmış aşk vakitlerini. |