İÇİMİZDEN UÇURULAN GÜZELLİKel değmedik oyuklarda güleç günün yol bulamadığı ıslak gözlü gece dualarının aradığı bir türlü anahtar uyduramadığı, büyüyen delik sürekli farlarını bizden kaçıran araç. nerde susuzluğumuzun arttığı yerde o harıl harıl akan arı su oluğu cücelerin el atım oynaştığı yoz taşların ilk fırlayış ulaştığı alkış,iğrençlik, kibir,eziklik,kendini beğenme arkalarında bıraktıkları izler yok sayılmamızın görüntüleri cümbür cemaat yayılmaları yaydığımız örtümüzün üstüne devler masallarda sanırdık çeşmelerimizdeki suyun hepsini çalan bir canlansa düş dünyamızdaki gerçekler nasıl çıkıp gelirdik yeniden ergenekondan! eller kesik,eller kan geçip gidecek zamanlarda yeni füzeler ısmarlamalar! ırayan olgu yutulan acı,zehir! can yaratan erdem sessiz kesilmiş ağaçlarımız, eksilmemiş gölgeleri soluk aldığımız o eşsiz manzara içimizden uçurulmaya çalışılan güzellik karınca adımlarımızı bekliyor şarkı kılığında,oyun kılığında ve kitap! dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar! kalmayacak izlerin izini sürüyorum nerde kaldı kılavuz çoban darmadağınık bu koyun sürüsü! heey halkım! 28. 12. 2012 / Nazik Gülünay |
Yürekten katılıyorum.Sevgiler alkışlar İzmir'den..