İki SaniyeDiyorum ki; varlığımıza bir hayrı dokunmaz bu uzaklığın *** Gülücüklerim orada burada dağınık Toplayamadığım kelimeler gibi İçimde biriktirip, bayramda çıkaracağım sloganlar gibi Perdeler aralanıyor Rüzgar yön bulamıyor gidecek İçeri doluyor soğuk hava Pencere çarpmaya iki saniye kala Bırakıyor kendini sonuna kadar duvara Ne zamansız bir eylemdi Seninle göz göze gelmek Bu soğukta yatağımda acı gerçekler yatıyor Uyandırmaya kıyamadım Ağlıyor yastığım her gece Zaman meşrû kılmıyor bu yalnızlığı Tutsak kaldığım odada Zaman kavramını yitirmişti oysa Sensiz geçen saniyelerin bile anlamı yoktu İki saniye sonra gelecek olsan Pencere çarpmazdı Kapı kapanırdı çünkü Yerde umutlarım can çekişirken Ne radikal bir karardı bu içe kapanış Seni bekleme kararlılığı Görücü yüzü görmeyen suallerim yüzümde birikti Rüzgar da süpüremedi umut kırıntılarını Ve yorgan üşümüşlüğümü bırakıp, tükenmişliğimi sardı *** Pencere çarpmasıyla uyandım İki saniye önce gelseydin Çarpmazdı bu pencere Kalbim gecenin kabusuna sığınmışken Ve bu kadar ağrıyla uyanırken İki saniye yeterdi yanımda olmadığını fark etmeme Ve iki saniye yeterdi gözlerindeki dünyayı görmeye Eğer olsaydın Yastığımdaki ıslağın yerine Şimdi kaldıramıyorum yerden kendimi Geceden kalma kırmızı sızısının düştüğü yeri ovalamak da yetmiyor Annemin üflemeleri de. Pencere çarpıyor Ardından kapı Ve bu rüzgar alıp götürecek gibi Bu odadaki her şeyi Zamanın kangren olduğu sabahlarımı Üzerimde önceden giymiş olduğum sabahlığımı Zamansızlığımızı Kan tutan yerinden Alıp götürecek gibi Pencere çarpıyor Ardından kapı Odadaki her şey yerinden oynuyor İki saniye yetiyor yok olmaya İçimin kırıkları toplanıyor bu rüzgarla Rüzgar sürüklerken beni yorganımla Kapı kapanıyor ardımdan son kez Pencere çarpıyor ve kapanıyor Geri dönemem artık Anahtarı da götürüyor rüzgar On Dokuz İki Bin On İki 10 30 Nevin Akbulut |