ÇINAR AĞACINA ASILAN UMUTLARŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bazen uzak gelir umut, dokunamayız, üşür ellerimiz. İşte öyle bir zaman...
Sandım ki her gecenin bir sabahı varmış Nicedir zifiri karanlık kolaçan eder ruhumu Ayazında üşürüm sarhoş anıların İğnelenir hücrelerim iliklerime, Neşter vurulur kalbimin derinine Ne gözyaşım yeter acımı dindirmeye Ne de çocuksu gülüşüm aydınlatır berduş geceleri Bazen diyorum ki, Atsam kendimi Boğaz’ın serin sularına Çırpınsam derinliğinde balıklar kadar özgür Aymaz ruhumu kurtarsam hüznün şuh kaçamağından Büyülerimden arınsam azgın dalgalarda Geçsem kendimden, Başka bir kimlikte can bulsam, Hani ölsem diyorum, Ruh bedenden çıkmadan… Kukumav kuşunu andırırım penceremde izlerken Çınar ağacına asılı duran umudun sallanışını Ha düştü ha düşecek diye çarpar kalbim Kaç fırtına gördü, kaç yıldırım düştü bağrına bilmem Hala titrer yerinden memnun… Koparıp takamam yüreğimin saçlarına Sıfıra vurulmuş meğer, bitler esir aldıktan sonra… Kalabalık bir şehrin, tek insanıymışım meğer Her gördüğüm yüz benim çehrem Dokunduğum her tende benim dokunuşum Lavanta kokusu gelir burnuma ansızın arka bahçemden Sonra bir karga oyar gözünü kül rengi sevdaların Dalarım tozu dumana katılmış geçmişin sokaklarına Köşe başında eşkıyalar bekler beni ellerinde silah Bilmezler mermi işlemez çelikten yüreğime Acıdan nasır bağlarmış gönül, katılaşırmış meğer Bilmezler eli kanlı hoyrat bedenler belki ama, Mazinin arka sokaklarında, hüzünle büyüdüm ben. Zamanı yudumlarken doyumsuzca Boğazıma takıldı tortusu kireç tutan çocukluğumun Yutkunuşum delilidir tükenmişliğimin Tükenmişliğim de hiçliğimin… Seda YÜKLER |
KUTLADIM GUZEL YUREGINIZI VE USTA KALEMIZI
SAYGILARIMLA