tanıkŞiirin hikayesini görmek için tıklayın endişeye mahal yok...diye belirtme gereği duydum:)
Bu şehir bırakır elimi, sırtını döndüğünde… Adımımı attığım sokaklar, caddeler, kaldırımlar yabancılaşır Dökülür sırrı aynanın; görünmez yüzüm kendime Tadı değişir tütünün, çayın Tiryakiliğim utancım olur Usancım olur bağımlılığım, kendime. Bu şehir ‘’el’’ olur, sırtını döndüğünde… Sokağın başındaki çeşmenin suyu buz tutar, akmaz; Günler gibi, geceler gibi ve heceler gibi dilime yapışan. Balkondaki çiçekler üşür, manzaramdaki dağa kar düşünce Yüreğim üşür. Bu şehir sana öz, bana üvey teselliler dağıtır, güneşle Yumruğunu sıkar ; el açmışlığına lanet okurken onurum. Seninse rehberin olur öfken; sevdansa zulmün Benliğimi ezip geçer de; Bir kere ardına bakmaz, dört elle sarıldığın gururun. Besle ve büyüt içindeki ateşi! Öldü(rdü)ğünde; Ziyaretçisi olmayacağım o mezarın. |
harika idi sevgimlee