Şehbal
Yokluğun uykuyla uyanıklık arasında,
Geceyi üçe böldü gel gitler. Şiirler hep senin çıkmazında, Acılı çığlıklar atmaz oldu serçeler. Yokluğun uykuyla uyanıklık arasında . Benim şiirlerim var,senin kurşunların. Körelmiş gözleri öpesim yok bugün. Kumral saçında parlayan akları, Bir çocuk gülüşü yaktı bugün. Benim şiirlerim var senin kurşunların. Gün sayan hastanın elleri alnımda. Yüzlerde ızdıraptan çevrili bir yük. Oyasız mendiller saklı yastık altında; Geçmişin keşkesinde,ıslak ve soluk. Gün sayan hastanın elleri var alnımda. Uçurtmalar neden hep tellerde? Güneşi patlatmak üzere kızılca serzeniş . Ben bir yörük kızıyım,sınır kentlerinde; Güller,karanfiller delirmek üzere. Söylesene sevgili ! Uçurtmalar neden hep tellerde ? Bulutların gölgesinde saklanır çocuklar Ben çektim gözlerine perdeyi Yalan yok…kıskandım… Çünkü ben aynaları siyaha boyadım Varsın çalmasın kapımı zindancı Çocuklar körebe oynuyor Saklambaçtan sıkıldık… Belki de çıldırdık… Bulutların gölgesinde saklanır çocuklar… Simurg şairlere yalan söyledi Ve mavi bir tekne battı açıklarda Takılma peşime bu akşam Annem beni çağırıyor Koşamıyorum,konuşamıyorum Yetişemiyorum gölgeme Ben ihbar ettim Jurnalci Nisan sınırda yakalandı Şehbali o kapatmış zindana Ateş ortasında kömür saçlı kız Kızıla çalar her buklesi Gün dönüyor, başımı döndürüyor Simurg şairlere yalan söyledi Gaz lambası söndü az evvel Gözlerime üç harfliler görünüyor arada Sivri burunlu, kısa boylu Atlar gemlerini kemiriyor beynimde Damarlarımda akıyor yazamadığım şiirler Korkuyorum kendi kanımdan… Karanlığımdan… Bir zenci ağıdı saldım ay aydınlığına Babamın akları düştü şakaklarıma Şakaklarım tetik boşluğunda Dudaklarım sahra… Gaz lambası söndü az evvel Kırıldı elimdeki sırça vazo Umutlar da… Ulkuguven |