Zil zurna
Zil zurna
ben biraz senden bahsederim öpülmedik yeri kalmaz dalgaların çok çocuklu bir aileye taşınırız alışırız fırtınaya kalbimizden büyük bir mezar varsa mahcup kedileri seviyorum, çöpçüleri ve çingeneleri zorluyor bu yağmurlar, kaldırımlar gibi yaşamaya alkış besin bir vitamin gül sahne yırtık, perde kösnür, bir fil gibi geçilir o yollar, sahte hükümlerin biriktiği kir ve tozlu sarhoşların geriye döndürüldükleri bardağı taşıran son damlayı gördüm geçen ömür kelebeklere yaşı sorulmaz, elbet paye ölümdür Bir gün ben biraz sevdâlar giyerim bulamazsam bir şeycik üşütürüm yalnızlığımı bakar bana ayna iğne delikleri bütün kadınların aklımın iplerini geçirerek dikerim gece’me karanlığın ışığı tatmin eder imge değil ki geçen her şeyi gördüğüm gelen her şey gibi zar tutmam tutulurum bir fırça ay’a bana tanrı ısmarla ben biraz senden dolayı ölüyüm doğdum yeltendim acıya ve bana kahrımdan kemirdim hayatı saçlarına yüzüm düşmüş toplarız kuşların şarkılarında ben biraz senden kast ederim şuncağızcık yaşamaya! Payanda |