Ağacımızda büyür urlaren ince dalında ağacın,en tepesinde durmayı denedi kuş havalandı sonra alçak dallara hava ağlaktı,yortulu gökyüzü gördüğüm çıkıntılarda nereye baksam bir ur vardı yapraklarda soluklanacak bir şiir odası aradım içimin koridorunda sesler homurtulu dışarda adamlar güz telâşsız,ağır adımlı kimse yoklamıyor kalbini pofur pofur sigaralar lâf-ü-güzafda dünya nereye gidiyor muhabbeti ben’lik uzakta sorgudan adım yok kendinden aşağı ya da yukarı, ne bileyim sesler uzayı deliyor -tık yok- bazıları sesin bulun/a/madığı yerde kuruyor düzenini patriotlar falan gırla gidiyor nato toprağı burası üstüne basa basa söylüyor bir adam susuyor diğer adamlar nerde oturuyoruz nerde ayağımızın değdiği yer uzayda hazır değilken yerimiz zaman dahil her şeyi harcıyoruz ağacımızda büyür urlar sarar meyveyi tohumu kim bağladı gözlerinizi beyler nasıl bir dünyaya uyanacağınızı umuyorsunuz poponuzu kaldırmadığınız yerde ya da parmak kaldırdığınızda yanlış şeylere kuşlar uçun daha yukarıya,daha yukarıya en ince uçlara konun en büyük gezegenlere doğru çırpın kanatlarınızı kirlendi dünya ah şiir! yine bulamadım odanı! 1. 12. 2012 / Nazik Gülünay |
popo heee!
senin gibiler yönetmeliydi dünyayı ki iyi bir yer olsundu.
sevgimle...