kasımın yirmi yedisiydi ...
.
.. ... .... ..... kasımın yirmiyedisi’ydi istanbulda beklenmedik bir anda zaman durmuştu o akşam farklıydı istanbulda ruhlar sinsi karanlıklara gizlenmiş ölgün gölgelerinin arkasındaydı yine mekansız ayrılıklar makam yine hüzzamdı inceden ve dokunaklıydı oysa yalnızlıklar acıtmıyordu sanki eskisi kadar karanlıların orta yerinde hafif bir ışık sızıyordu aralık bir kapıdan niceden beri eskimiş zamanlardan sesler geliyordu arkasından şen kahkahalar kalabalık yalnızlıklarda sohbetlerin fısıltıları sessizce ağlayışlar hıçkırıklar sonra, kesiliveriyordu sesler zaman zaman ışık da kayboluyordu hatta , kapı da o an girmek gerek demiştim işte o kapıdan her ne varsa arkasında bilmek gerek zamansız ve mekansızca eskimiş zamanlarda belkileri bitirmeliydi insan hele açılmışsa o kapı karanlıklara geçmeliydi yüreğiyle ve bütün hayata kırgınlıklarıyla ışıklıydı her yer gözünü alıyordu insanın seçmek mümkün değildi her ne varsa yalnızca bir el uzanmıştı gördüğüm belki de doğrusu , hissettiğim demeliyim tuttum ben işte o eli ve tuttuğum an görebildim yüzünü o bir yürekti aslında uzanan eli , o an hissettiğim sevgisiydi eskimiş zamanlardaki gibi eskimiş bir zamandı işte kasımın yirmi yedisiydi istanbulda ve ben o tuttuğum eli asla bırakmadım … Mert YİĞİTCAN 02 / 12 / 2012 kayaşehir / istanbul |
belki de doğrusu , hissettiğim demeliyim
tuttum ben işte o eli
ve tuttuğum an görebildim yüzünü
o bir yürekti aslında
uzanan eli , o an hissettiğim sevgisiydi
eskimiş zamanlardaki gibi
eskimiş bir zamandı işte
kasımın yirmi yedisiydi
istanbulda
ve ben o tuttuğum eli asla bırakmadım …
güzeldi gönül sesiniz saygı duydum yazan kaleme