Umut işteserçenin kabaran tüylerinden inerken yağmur zaman, kuru bir çiçekte rüzgâra boyun büktü kaç mevsimdir yinelenmekte bu “kısır döngü…” yine den yeni çıkar mı başa sarsak dünü ... ne zaman içim daralsa giderim düne film şeridi gibi geçer gözlerimden kara önlüklü okul günlerim ben anılara sarıldıkça büyüdükçe büyür özlemlerim ... ne güzel olurdu annemle komşuların ikindi sohbeti akşam konuklarımızın derin muhabbeti hele de hafta sonları iş-güç bittikten sonra el ele grup grup gidilen siyah beyaz sinemaların matine keyfi her birimizin dilinde sevdasına nakış nakış işlenmiş gençlik türküleri sararmış mektupların içinde gülkurusu ılık çeşme suyunda arınmış saçlarımızda karanfil kokusu ninnilerin sırtında gün aşımlarının yorgun uykusu ... tadı yok artık hiçbir yeninin ben hala o güzelliklerin yaşandığı günlerdeyim keşke yine den yeni çıksa da başa sarabilsek dünü |
Eskiler eskide kalmıyor, onlar nemli gözlerin şimdiki buğusu...
Sevgiyle...