Azrail’in Dudağındaki Senfoni“a z r a العذرا el değmemiş bakire delinmemiş inci ayak basılmamış kum…,, nefesi şiir kokulu Azrail’in kanatlarında b-ölünür uykular m ü p t e z e l yürür kelimeler şairin dilinde divit ucunda eşelenir mabedim düş b-içer uykularım… biçildikçe kefen dökülür çerağıma aç koynunu aç bir sevi gömeceğim bir seni… deniz koynundan topla eteklerini vapur çığlığında vakur sevişmelerimiz ç ı r ı l ç ı p l a k . . . aldı seni t/uzaklar doğurgan kelimelerim diz çökerken mabedimde artık ateşperest dudaklarım nehrin gölgesinde üryan bir ayyaş yüreğinin sunaklarında bir dilek toprağın rahimden düşer ceninler gece düşleri, düşüşler… dil/ucunda tümceler nöbette dokun avuçlarıma esirliğim gömüldü gülüşler geceden sabaha avutursun yokluğu düşlerinin pençesinde… Azra’nın gece bekçisiyim kimsesiz mezarlar d/eşelerim surun nefesiyle kalkacak diriler çarmıha gerilecek tüm sevi(ş)ler dirilecekler yedi kat yerin dibinden ellerinde yedi meşale dağılacaklar şehrinin sokaklarına… ellerinde sol yanları yürüyecek zebaniler gidişinden arşa çekilecek bedenler bir kez daha ölecekler… sen uzanmadan mabedine ve yanacaksın kendi kıyametinde esir şehrin pis kokulu sokaklarında lanetlenecek bedenin… kim çeker gözyaşı kuyusundan gözlerimi kim tutar kestiğim göbeğin keskisini ardın sıra… bak yine gidişine döküldüğüm saatin ertesi; gün avare güneş vurdum duymaz üşütür suskuların anasının koynundaki sabileri… söz vermedi sabahlar sana y / arına canını çıkarmaya bir ölüm dök benim için parmak uçlarıma… hilal bir ay çeker bizi kuytusuna tüm şehirler kahpedir seni alıp gittikten sonra dökülürsün şehrin gürültüsünden aklıma sığıntı bir gecede… ırzına geçilir gerçeklerin gidişinde eskitemedi avuçlarımdaki sıcaklığın ve özlemek başa beladır tapınmaktır adına vurulmaktır inadına savrulmaktır iki kaşın ortasına… bir yol görünür yüzünün coğrafyasına iki kelimenin biri sen diyordun ya: “her yalan kendi gerçeğinde yakalanır a k l a n ı r,, bıraktığın her beden bir enkaz yarına çıkar mı bu söz vurulur mu gamzeler bakışlarının ardı sıra… aşk kendi içinde kanamayı unutmuş kanamayı unutmuş yara ellerimde bir akşam uğultusu kaç şehir yıkıldı kaç şiir yakıldı hatırlatma bana bir avuç zül olduğumu… şimdi rüzgâr çekilir kuşların kanadından bin serçe zılgıtlar bırakır musalla taşına kimsenin tatmadığı bir ölüm seç bir ölüm ki serden geç… uzat dudaklarıma sensizlik yaşamaktansa; ölüm secdemdir sana YÜREK SESİME TERCÜMAN OLAN ARZU BUSE HANIMA SONSUZ SAYGILARIMI SUNUYORUM |