ÖKSÜZLÜĞÜM BOY VERİYOR
ayak seslerinde yıkılır şehir
bir çocuk yaşlanır anasının göğsünde iki yakası bir araya gelmedi kitapların bak bu akşamda ayak izlerimiz kaldı denizin üstünde dudaklarımdaki tuz dünden kalma uzak bir gecenin koynundaki ter iziydi titrek yüreğin tökezlemesin satırlarda gelin ederken toprağın koynuna sevgiyi bir nebzede hüzün kat sesine doyasıya öp ölümü kızıl dudaklarınla hangi kelimeyi söylesem aşkı çağrıyorsun hangi geceye dokunsam saniyeler çakılıp kalıyor dilime öksüzlüğüm boy veriyor dilinde bir vapur çığlığında kayboluyor cümlelerim bir şehir çürüyor kaçak bir üşümüşlük var koynumda saçlarımda kör ebe oynayan bir yanlızlık bir vapur çığlığında suçluyorsun beni martının kanadında inciniyor yaşam ve sen gitme diyorsun karanlığıma düşüyorsun unutmuşluklarına tövbe ederek ay tenimin sürtüğü bu akşam birkaç kelime sonra seni doğruyor düşlerim ve bir kadın topuğundan indiriyor umutlarımı birkaç hıçkırık kördüğüm boğazımda kurak bir gecenin ardında hangi kitabın arasında gül bulsam seni hatırlatıyor bana ne zaman tutsan ellerimden cehemnemler tutuşuyor güneş yine üşümüş sırtımda ellerimde bir şehirdir kavrulan ve sen sana giden yollardan gelmeyim diye her adımımda dönüp siliyorsun sokaklarda kalmış ağlamaklı gözlerim köprü altlarında yatıyor hatıralarım kaç dudaktan pas tutar gülüşlerin düş sarkıtırdı balkonlar aynı gergefte gerildik nakışlara yüzümüz düşerdi ay koynunda saklı kadının sinesine toprak bir yolda tozlandı düşlerim güneşe dönerken ayçiçeği sen şiirlerimin son satırından düşüyorsun ben kendi kanımda boğluyorum silkele şiir kitaplarını dökülsün aşk içinden toprak senin kokun olsun dökül çiçeklerin üstüne birkaç kelimeyi soy benim için kimseler görmesin seviş doyasıya karanlıkla at kuyruğu yap saçlarında sabahı sana uzak bir şehir kalıntısında vurulsun aşk sırtından bir kez daha doğursun seni şehir aklımın kırıntısında |
çok güzel betimlemeler , güzel vurgular