Rüzgar Ay ve TanrıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın yaşamı küçümsüyorum
kertenkele bunu biliyor...
denizde boğulurcasına zarif
gözlerini gözlerime yasla eşzamanlı terkedildik neden lerden uzaklaştı cevaplarımız ben anımsıyorum limanın ışıklarını fenerin kapıları açık ............ acıya dönüşüyor bakışlarında hışırtı ulaşamıyorum kum dolmuş sevince ellerim tutmayı başaramıyor adını acıya efsunlu her iklime sevdalı asitlenmiş bir kaygı olup kurşun gibi döşeniyorsun dibime bir tren ıslığından kaçıp yüzünde oyunlara başlamış rüzgar göğü çatlatan ılık meltem, göbeğinin altından gelen fırtına tuzlu bir yalnızlık, hissiyatsız bir günah gibi kısacık ıssızlık,, henüz terketmemiş merhamet seni belki kanıyor toprağının kuyuları uyuyor belki cehennemlik pusulan rüzgarların oyun dünyası var gözlerinde deri-ne gömdüğün uzak denizlerin kasırgası en siyah ölmeler bekler tuzlu gözyaşını gizleyemiyorsun hüznün ikeye bölünen çığlığını adını biliyorum bu bakışların yaşamı küçümsüyorsun bilinçaltının suç ortağıyım çocukluğumuzu arayan efkarlı poyraz ağır abilikle oturan aydede arşın uzağından seslenen üzgün tanrı hepsi ve sen bir yenilenme düşünde geçmişte ne varsa geride kalan sisli bir kadehe dökelim şu akordeonun bir ucundan tut uzun çözünelim anılara içindeki ilkel tekmelesin benliğini bazı köpekler koruyucusudur şehrin bak sesli havlıyorum hav hav hav hav hav havvvvv ısırıyorum ölememezliliğin biriktiği lirik aklını... aynada ilkel benliğinizi hiç gördünüz mü? |
Bende teşekkür ediyorum böyle güzel şiirlerle tanıştırdıgın için beni...
Saygı ve sevgiyle