İkiyüzlü
ikiyüzlüyüm
ikiye bölündüğünden beri yüzüm sildim suretimi ezberden pastan noksan bir bisturiydim böldüm kalbimi bir ilkin bir sona en yakıştığı anda öldüm ve gene öldüm derken dirildim ki siz ey halkım ‘in’ dediniz adıma yüzümü yüzünüzle örttüm maskemden taşkın sütle büyüttüm en tatlı yalanları ki siz ey halkım ikiyüzlü dediniz namıma sol yanım varlığa öykündü sol yanım yokluğa güldünüz unutmadım şu birbirini okşayan eller ve ayaklar ve şu arsız güneşin doğurduğu bazal hücreliler ve karsinomlar el birliğiyle ey halkım elbette el birliğiyle kalbimden yeni bir kalp oydular şu siyah ceket ve siyah hırka sonra ve yıllar sonra giyilen ilk kundura ve yakılmayan ilk sigara el birliğiyle ey halkım elbette el birliğiyle dize getirdiniz şu haytayı –amenna derken çıktım kitapçıdan ve kalabalığa karıştım seyyar satıcılara aldırmadım bir bank arandım ıslandı kirpiklerim arındım ah şu insan seli şu şaşkınlık siz ki bizi iyi tanırsınız ey halkım hayatı olmasını istediğimiz gibi değil olması gerektiği gibi yaşadık siz ki beni iyi tanırsınız ey şiire dökülmesi gülümsememe bağlı kalbi kırık kadirşinas halkım kaldırım taşlarını kanlı tırnaklarımla tek tek kazıdım gözüm avucunuza düştü duvar dibinde dudaklarım bütün uzaklar yakınlaştı birdenbire bütün yakınlar ezelden ırak kalbim ayaklar altında çığlık çığlığa haykırarak okudum bütün hüzünlü aykırı ve yasak şiirlerinizi ana yurduma ayak basmışım gibi unuttunuz mu ki tek sözcük yeterdi kurutmaya kirpiklerimi hatta sözcükler dahi gereksizdi hazırdım tek tebessümde önünüze koymaya kalbimi ah şu insan nehri şu vurdumduymazlık içimizde can çekişen balıklar misali şu yalnızlık bi’ sabun lazım şimdi bize bir lif ve üç beş kurşun el değmemiş bi’ yaşam lazım şimdi bize birkaç günah ve üç beş dize suç denedim her yolu şahitsiniz girdim bütün çıkmaz sokaklara yetmedi fikrimi sunmak ille de yüzün diye direttiniz değil ikiye bölündüğü için değil ikiye bölünmüş yüzümü yüzünüze yakıştırmak sizi de mutlu kılabileceği için salt öz salt töz gereği derken biat ettik sorgulamak gereksiz öğrendik zamanla mesela hiç değinmemeyi aşka derken biat ettik sorgulamak gereksiz öğrendik zamanla yüzümdeki hududun ardına düşmanca bakmamayı mesela ki ben yok derdim siz ‘in’ dedeniz adıma henüz hiçbir kahramanlık öyküsüne ilişemedim oysa değinme vaktim gelse de ilişebildiğim hiçbir aşk öyküsüneyse değinemiyorum bu noktada aşkın kahramanlık doğurduğu henüz somutlanamadı zira derken ama çekiyorum ıslak kirpiklerimi gözlerimden ey şiirleşmem gülümsemesine bağlı yüce gönüllü kırılgan sevgilim sanırım kirpiksiz de senin için oldukça güzelim yeter ki soksunlar tekyüzlüler kılıçlarını kınlarına nasıl olsa pembe yalanlardan yoksun iki çiftyüzlü kahramansız çirkin bir aşkla da anlatabiliriz derdimizi dünyaya el birliğiyle elbette ey halkım elbette el birliğiyle / amenna... |