Kavuşmadan Ayrılmak
doğru düzgün konuşamadım caddelerle bugün
ilk akşam telaşıyla akıyordu genç bir kız kendi hayallerinden çok tozunda sokağın bunu ilk ben anladım soluk soluğa bir başlamaksız sonlanışı bencilliğin kör sarhoşluğunda nahoş uç noktalarda bir içe kapanışı yine bugün evimin kapısındayken konuşmadım içimden sarışın bir ölüm güzelliğiydi Ekim yalnızlığım sus pus ilk defa rahatını bozmak istemedim eski ev sesleri aktı gözlerimden ağlamadım... ırak koşuşturmacalarla uyanıyorum her alalık çocuklukta direnmeyi hasta duvarlara anlatmakla yükümlü ve son bir gayret sürgit aşklara iyimser arkadaşlıklara niyetlenerek her şarkıda yaratılmış hiçbir tarihi boş bırakmadan öğlen sonu aydınlığı yakarken alnımı kamaşan gözlerimle arıyorum sade bir gelişi kavuşmak provalarıyla geçiyor tüm ömrüm ama nedense her seferinde kavuşmadan ayrılıyorum ağlamıyorum... kağan işçen... |