Sevsem öldürürler, renksiz bir coğrafyanın haritasını
Hırçın dalgaların karaya vurduğu vakitlerdi
Eylemsiz hayatların ıslanıp, çamura bulandığı
Kimsesizliğin barikatlarına takılıp ayakları
Tek eksiğin aslın da
Yürekteki yoksulluk olduğunu anladıklarında
Meyil ederler, güneşe doğru adım atmaya



Kan ter için de büyür toprakta yeşeren çiçekler
Bundandır kimi zaman boynu bükük durmaları



Eşkıya aşkların limanıdır, yavan sevmeler
Gizli saklı düşer dillerine yamalı kelimeler



Bütün filmler siyah beyazdı eskiden
Şimdi dil ucu yaşanan sevgiler bu renkteler
Kapılıp giden, yanarken ateşten
Kalıp yaşayan o günden sonra, ziyan



Zamane sevdaları ve insanları
Güne düşen, el kiri misali zamanlı zamansız kavuşup ayrılmalar
Aslı unutulmuş tarihin geçmişindeki aşkları kadar büyük değildi



Bilindik masallardan arta kalan, hayali kahramanlar gibi sevmek
Şimdi sevsem öldürürler, yiğit olmayan meydanların ortasın da
Kara kaplı deftere adım düşer, yalancı gökkuşaklarının altın da



Nesine yanar ki insan
Anladım ki yaşamdan ötesi yalan


s.ç