az gittim yol gittimben bugün şarap içmeyeceğim bir fincan kahve biraz da çikolata çekti canım zaten şarap haramdır öyle söyledi çıkını omuzunda taşıyan derviş bunun üzerine az gittim yol gittim anlaşılır bir şiir yazdım yolda ivan yakolaviçle karşılaştım ölü mü canlı mı bilemedim kulağının arkasını kaşıdı şeytan bilir ben bilmem iyi boşluklar bol yağmurlar sana dedi öyle tuhaf sokaklar caddeler aygırlar panayır ve arabaların gıcırtıları bütün iş yerleri sıkıcı dilekçenin dibine de not düştüm dirim dirim dirim yaşambilim hay ..goyum koca bir cilt aşk romanını bitirdim ama anlamadım kar yağıyordu akaki akakiyeviç’in sesini duyar gibi oldum nedense -bir palto için yüzelli ruble verilir mi lan ne zaman nerede nasıl giyineceğimi devlet daireleri söylüyor ben söylemiyorum yırtık kotuma alışsınlar ne yapabilirim olağanüstü bir durum değil hemoroidal dedikleri de bir hastalıkmış ıkınma tıkınma kan dolaşımları bozuk kısacası kunduracı da kunduruları kunduralayamadı evlenirsem üç çocuk yapacağım ani bir u dönüşü olsun ve kabul edilirse çocukların adını mokki, sossi hozdazat koyacağım nikolay vasilyeviç gogol’ dan aşırdım bu isimleri hakim konuşmasını sürdürüyor ama ben dinlemiyorum budala bir hayalin peşine takıldım yorgun ve sinirliyim onunla uzunca sohbet ettim çok karizmatik delikanlıydı eve gittik soyulmuş ağacın altına ışıkları yanmıyordu ikimiz de gülümsedik tam gürültü çıkaracaktık ki kürsüde tokmak sesini duydum çok geçmeden öğrendim ki davayı kaybetmişim karnım ağrıyor anevrazmam patladı politik söveceğim atacaklar beni pastoral senfonik dar kapılara annemin yanında utanacağım dilime biber sürecek ben ağlayacağım aşka ,ağladığımı biberden sanacak Aysu |
başa dönebiliriz.