biri içerde. iki büklüm
kaç kere hatırladığımı. bir kerre
unutunca başlıyordu. biten her şey… bir duadan geçer gibi. gebe geçtin gece geçtin sen benden ne beni gördün. ne benim gördüklerimi şimdi. hıçkırmış yüzüyle bir gözün senden tiksintiler toplamasını. şiirin şıralara alkol karıştıran şımarıklığını ve vesikaya bağladığın gecelerde. gündüzlerin ağırlığıyla üzerime abanan gövdeni bir yana bırak. gübrelerle gövermiş çardaklarını hovardalıkla açtığın o yolgeçen hanından kalbinden konuşacağız. ama korkma servilerin altında alnına yayılan sıcaklık sende kalacak . biz konuştuktan sonra da önceden öğrenmiştin gerçi sen yeterince çekilen bütün acılar. çekilirdi ama senin o tasmasız. tasasız. ve talimli sahtekar acıların buna dahil değildi insan çünki. acı çekti mi acı çekerdi seninkiler gibi kara bir nutuk olup ağır intibalı çırpınışlarla racon kesmezdi cinayetleri gizleyen su. alametleri anlatan dil dehlizler. ve göçebe şehirlerde patlayan ikindiler dışında yüzün yoktu senin. yaşadığın bilinsin istemiyordun. istekli orospularla dolu. geçmişin geçsin diye bekliyordun şuaraya sığınıp. şiire yaltaklanan bir alçaktın yani sen. ama korkma alnacında taşralı bir kız taşımak ne derinlerde devler besleyen yasa ne bunları konuşmayacağım seninle çünkü bu bile. soruları sorulmayan ölçüsüz bir feda sonesidir. sana göre sonu sonradan yazılacak ey sen ki. ben-i şair. alçak ve aşık eyleyen. şimdilik bırak beni beyaz eteğini. en sevdiğim külodunu kırmızı ojeni. akciğer alerjini sandaletini. ve atletini ve her yerde. hiç kimse olan yerleri bırak. ortasından kesilmiş bir kurabiye ol dişe dokunur bir anı. an bal badem akıtsın kanını beni bir gerçeğe bürü. bana küskün bir ıslıkla öldürt kendimi içimde çıldırsın o iştahlı zifir kumbarasını kıran çocuklar manşete çıksın. annesi sevişen evler dile düşsün. pişman olsun benden şiir sen. tereddütler içinde as kendini ben. sönmüş kireç kuyusunda taşlaşmış ten olayım ahizeleri ağlayışlara boğan şarkılar cem eden yurtsuzları ağırlaştıran alfabe karşılıklı anlar. aniden anlamaklar ayrılıklar ile uğurlasın beni. gündüzleri gövdeme kuduz bulaştıran salgılı merak. bırak koşsam. kim bilir geride kalır belki kıyı direksiz gök geride kalır ya. koşsam kim bilir belki bu felç. neyse az sonra kapılar kapanacak. zaten el yordamıyla dönen çıkrıkları susacak aşkın aşkım. merdiven boşluğunda kalacak karanlıkta. paspasların altında upuzun kanayacak. gözden ırak olan gönülden de ırak olur sanılacak sanılsın. sen şimdi bizi bir sonrada bulsun diye. diyemediklerimiz ağzımızı narkoza yatır. hışırtılı söğüde sus de. fenerli çama kış söyle. akasyalar bir şey söylemesin bize herhangi bir çimi ez öylesine. devir balığı bol dalgalarda sıralı tekneleri naftalinler bas etimize pörsümüş vişneyi kışkırt kıvılcımlar fışkırsın gözlerinden gözlerinden öpülmüş bir devrim gibi şu zarif. kavsi çatlak köprü çöksün şu sus. şu çığlık. şu üzülme geçecek geçsin. yıllarda geçse demincek 3102bin12ist. |
Fakat yine de şiirlerinizle alâkalı hangi kelimeyi sarf etmeliyim ki,devamı gelsin yazacaklarımın diye bir an duraksadım.
Evet,buldum:tentürdiyot.
Bakmayın yukarıda durakladım dediğime,zira düşünülerek bulunmadı bu kelime,sadece birkaç şiirinizi okuduktan sonra dilime dolanan bir kelime olduğu için yazdım. Şuan asıl söyleyeceklerime önsöz oluşturuyorum,yoksa imkânı yok bu şekilde başlayamazdım anlatmaya.
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki,şiir ne kadar az kelimeyle yazılırsa o kadar ses çıkarır /ama bu demek değildir en iyi şiirler tek dizelik şiirlerdir/. Bir de şunu söylemek isterim:bazen bir kitap okursunuz ya da bir şiir,o an alelâde bir şiir gibi geldiğinden hiçbir etki altına kalmadan devam edersiniz kaldığınız yerden yolunuza.Fakat bir zaman sonra tekrar karşınıza çıktığında o kitap,o şiir,şöyle bir bakayım dersiniz;işte bu ikinci okuma sizi dürter yerinizden ve artık dikkatli bir şekilde okumaya başladığını fark edersiniz.Tabii öbür yandan da sevmeye başladığınızı da es geçmeyelim.
Niye bunları yazdım peki? Şuan ki durumum bu da ondan.
Bununla birlikte; FARKLI kelimesi ne kadar derdime derman olacak bilemiyorum ama,çok FARKLI şiirleriniz.Sadece bunun için bile olsa okumak gerekir sizi.Çoğu şiirin nüvesi bile aynıdır,fakat sizin şiirlerinizin nüvesi bile bambaşka görünüyor.
Noktalama işaretleri şiirde çok yer kapladığından çoğu şair fazla başvurmaz. Benim için noktalamaların her biri bir harf ve ya bir kelimedir.O yüzden kullanırken çok dikkatli kullanmak gerekir,öyle ‘mış’ gibi olmaması gerekir.Tıpkı şiirlerinizdeki ‘(.)’gibi.O kadar bütünleşmiş ki şiirlerinizle,sanki onlar olmasaydı bu derece dikkatimi celbetmeyecekmiş gibi geldi.Çünkü hepsinin bir vazifesi vardı.Bitti dediğimiz anda her şeyin tekrar başlaması gibi kutsal.
Başlıklar kezâ.Hep derim,başlıklar iyi şiir olup olmadığını hemen ele verir şiiri.O yüzden biraz da başlıklardı buraya kadar gelmeme sebep olan.
Bu söylediklerimi yazacaklarımın önsözünün önsözü olarak kabul edin.
***
uçurumdan atlayabilir şiirler,biz oradayız!