En'veda
Ah..
Avazım çıktığı kadar bağırıyorum sokak ortasında karşıma geçip mutlu ol, gül şimdi, en son sen gül ki, hep iyi gülesin... Saçmalıklarını avuçlarımın içine sıkıştırıp dişlerimi sıkıyorum, ağzım kapalı, olur da ağzımdan kaçar gidersin diye.. şimdi gözlerimi kapatıp yeni bir dünya çiziyorum, bak ellerin ellerimde terk edilmiş neyim varsa buruşturup yerlere attım, bu gece senin gibiyim, acımasız, duygusuz, sahte.. eşit olduğumuza göre, haydi, insan taklidi yapmaya devam edelim.... ayaklarımız kirlenmesin diye, gururumuzu yere serelim, geçelim bitsin, insanlara boyun eğelim ki bizi görmesinler, geçelim gitsin, herkese sırt çevirip, kendimizi düşünelim alçakça, ve ne kadar umudumuz varsa, kelebeklere verelim, özgürce ölsün... başkasının adını ağzıma aldıkça patlayan dudaklarım var benim, dudaklarımda ki dikişsin sen, kal öyle.. kal şimdi gitme, dışarısı güvenli, sevmezsin sakinliği, ve beni.. ben deyip susuyorum, kendimi terk ettiğim geceyi hatırlıyorum, kalbimi bıçakladıktan sonra ağırlaşan cesedim aklımda, sen hala benden uzaklaşabildiğini sanıyorsun, ne garip... nemden rutubet kapmış göz altlarım var benim, ben senden sonra erkekçe ağlıyorum, kal öyle.. gördüğümüz tüm kötülüklere göz yumalım, romantizm diyelim buna, alçalalım, daha fazla, daha hızlı, hemen şimdi, haydi gel, biraz daha bencil olalım, en güzel eller bu tuttuklarım, dudaklarımı öp, ellerimi sık, tırnaklarını sırtıma geçir, ama kanatma, rüyamız bozulsun istemiyorum... ben senden sonra erkekçe ağlıyorum, söyleyemem sana, böyle kal.. kal böyle, kimse inanamaz bu kadar sana biliyorum, deseler ki, seni bu kadar seviyorum bak, dünyalar kadar, ben seni benim kadar sevmesinler diye, o dünyayı durdururum, dünyayı durdururum evet, görmediğin farklı dünyalara götürebilirim seni, ama söyleyemem sana, sen kal benimle... anlatamadığım bir duygu düşle, kurduğum cümleleri inan yalnız dudaklarımla söylemiyorum, dünyanın en iyi caz müziği, yazılmamış bir söz, bestelenmemiş şarkı.. dünyanın en güzel sesinden bunların hepsi, ama söyleyemiyorum sana... kısa bir senaryo olabiliriz, gidiyorsun, ve ben senden sonra erkekçe ağlıyorum... ben anlatamıyorum, sessizim, bir kez daha yanlış anla beni ve git, başka türlü söylemem güç.. Biz ne miyiz? Düşünelim... biz seninle, küçük bir rafın en uzak köşelerine sıkışmış, eski eşyalar gibiyiz, bir yanımız tozlu, bir yanımız kırık dökük, değersiz, zamanı geçmiş... sen hep gitmeye devam et, ben hep erkekçe ağlarım, artık vedalar bile el’dir bize, el’veda... Onur Budak |