Leyl
"Ne biz istedik böyle bir insan olmayı,
ne de onlar istedi giderken, insan kalmamızı..." dinleyin o zaman bir kez daha ışıklar yansın.. suflör burada, seyirciler izliyor, perde hazır, ve sahne.. hayır durun, başrol bu defa ağır yaralı! her şey, bizi sokaklardan toplayıp, kalplerine sokmalarıyla başladı ve siz, kurtar diye elimizi uzatırken, onları gururla alkışladınız ne derlerdi size, seyirci mi? evet, işte adınız gibi, olanlara seyirci kaldınız sonrası zaten kan, vahşet ve başrol ağır yaralı. çocuktuk, bilmiyorduk ne sevmeyi, ne de sevilmeyi.. yeterince sevdikten sonra, büyüdünüz diyerek dışarı bırakmışlardı bizi.. demişlerdi ki; başka insanların karanlığına gidin, çünkü kendi karanlığınız size yetmez... biz, karanlık diye bir şeye inandırıldık sevgilim, ışık sönünce karanlığın geldiğine değil, karanlık bitince ışığın yanacağına inandık.. ve sandık ki, biz, kalpleri siyah doğan çocuklar kalacağız. der ya küçük şair, "doğduğumda siyahtım, büyürken siyahtım, güneşe çıktığımda siyahtım" bizi kalplerine aldılar, çocuktuk, dediler ki; biz sizde o ışığı göremiyoruz... sonra sen... sessiz harfle başlayıp, sessiz harfle biten adından öyle bir ses çıkıyordu ki, ne kulaklarım böyle yükseğini duymuştu, ne de böyle alçağını. ne gözlerim böyle masumunu görmüştü, ne de böyle seveni, kalbim. bize dediler ki, her masalın sonunda, ayrılık kazanır eğer çok seversen.. Aşk... ona inanırsak vardır ya o, ben sana da, öleceğim güne kadar inanacağım... ne diyorum biliyor musun, hayallerime sığmadın, artık kalbime sığdıracağım seni... Onur Budak |