26
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1252
Okunma
Yalnızlığın gölgesi yoktu / ilk de değildi bu
saklı unutulmuşluklar giyinirdi kuytu tenler
kendine geceden elbiseler biçer
oturmasa bile yakası kolu paçası
geçirirdi sırtına kimsesizliği
iğreti dururdu teninde sığınmacı yabancı
martılar çığlık taşır vedaların kıyısına
bir denizkızı rüyasıydı bu / varlığı yokluğu meçhul
eski tanrılardan kalmaydı mucizeler.
yalnızdık kıyı köyler kadar
kaybolmuş gemilerdi yitirilmiş sevdalar
Alabora canlarda imbat sesi
temiz değildi nehirler
küllüm bulanmıştı görünmesin diye dibi
bir bir topladı deniz kendine dökülenleri
şairdi elbet iç döküşlerinde limanlar
biri gelir biri giderdi
sormazdı kimdi neydi?
oldum olası sahil dilencisi bu gözler
dalgalarda yıkanan iki kişilik sevda masalı
öylesi sevdik elimiz yüzümüz mavi bir humma
sedef düşlerdi şakaklarımıza kazınan
mercan kolyeler boynumuza asılı hüzün
biriktirilen deniz kabukları
hepsi aşklardan kalan tınılar.
semazen bir baş dönmesi alışık olmadıklık
girdap girdap saklanır terk edilişler
yamalı koylara bırakır eskileri
gündelikti bu yüzden yaşamın elbisesi
yarını senetsiz tarihi belirsiz çek misali
en batık olanı aşktı / piyasası yüksek
ve hiç ödenmeyeni…
yerle gök arası uçtukça ne çok kuştuk
düştüğü yerde alev ya da buz dokunması
şansı açıktır kiminin / kimininse kapalı midyesi
kaç şiire saklıdır içimizin yanması / yansıması
okunur mu bilmem şair şaşırtmacası.
Yoktu yalnızlığın gölgesi medcezir aldatması…