Yadigar
Sen küllenmiş kül kadar temiz,
Ben küflenmiş ekmek kadar mübarek. Ey! Fırtınaların doğduğu, Akşamların bol olduğu, Güvercinlerin konduğu güzel... Gülümsemeler kadar dişleğim bugün, Pinokyo kadar tahta bacaklı. Ellerini almışken senden bedenime ipotek, Ruhumu emanetçi dükkanına yollarım, Kanlı ve de bıçaklı... Hangi an’ı yaşarsa yaşasın insanlar; ...Sen meleksin ya! Ben yolunda bekleyen gurbetkar... Unutma ey! ufuklardan doğan yar Seni seviyorum... Hep göçsem bu dünyadan, Ömrümden bu’dur sana kalan yadigar |