Bilinmezlilerin Özü
Uzak kentin ılık ikliminden
Kulağıma usulca fısıltısı çarpan Biraz buğulu Kimi zaman yorgun Huzur veren sesin Gölgesiydi ansızın ömrüme düşen Sarmaşık günlerimin birikintisinde Şair cümlelerinin soluğunda buldum Gönül nehrine akan harfleri Zahmetli hayatın ellerinde büyürken Ezilmiş hikâyelerin tarihi Zamansız okunur, tövbelerin isimleri Ederinden fazla övgüler yetimken Avuçların sıcağında Dokundukça yüreğin eksik yanlarına Satırlar kement olup dolanır boyuna Fidana durur duygular Yeşermek için, sitemle bekler Parmakların arasından süzülür, tamamına ermemiş Çağlamaya yüz tutmuş düşünceler Yolunu, yöresine bulmak için Yazdıkça çoğalır Renk cümbüşü heceler Sahi, kaç dilde söylenir Bir bilinmezli denklemler? İsimsiz yürek kahramanları Sustukça haykırır Haykırdıkça göz pınarlarında Tebessümden düşme Gözyaşına bağlanır Kimi zaman, tanıdıkça mavinin ellerini Umutlar sarar yediveren güllerini Sebepsiz değil Yağmurun cama düştüğünde bıraktığı izler Her damla sel olup çağlar Mutluluğu ayak izlerini seyreder Dokunmadan usulca S.C |
Şair cümlelerinin soluğunda buldum
Gönül nehrine akan harfleri
Ah o şair cümleleri.Bize aşkı anlatan hep onlar değil mi.