DIŞTANiçte değil dışta arıyorum kulağımla duyduğum kuş ötüşlerinden buzağılardan, ördeklerden in-san-lar-dan sesler can veriyor bir motor sesi bir demirci örsü araçların tırıltılı sesi yabancı dilde ötmüyor ki serçeler belli bilincinde özgürlüklerinin uzakta değil yakınımda kırbaç şakırdatan eller burnumda tezekli duvar dayak yiyen kadınlar olanaksızlıklar içinde insan bir dam sığırdan başka ne ki Tanrı’nın adaletini tanrıcıklar yönetiyor akvaryumda balıklar iyi görün dünyamızı uyukluyor horultulu zaman da alnına dayanmış süngüler düş papatyalar örmüş gözlerini bir adam düşmüş önüne durmadan gülümseme dolduruyor çıkınına şöförden başkası bilmiyor sürücünün elleri havada bir rüzgâr ilkel çağlardan süregelen öğretmen kızları okutun diyor hoca açmayın kolları bacakları bir tel saç gösterirseniz altmış bin yıl yanarsınız " kızları okutmazsanız ömür boyu yanarsınız" yangılar, yanıklar ülkesi ah! çığlık çığlığa arabesklerin yaşandığı yaşam hem kolay hem güzel uzatabilirsiniz hayatı diyebilecek birileri oldukça rahatlar koltuklarında neden doğduk diye hayıflandık yine çocuklar doğurduk uyumuyor zaman! eski şiirlerimden / Nazik Gülünay |
-Bütün kuşlar her dil için aynı kuş diinde (ki ötüm farklılıkları muhteşemdir) ötmektediler.-
Bize gelince:
Anlamak istiyorduk aynı duygu çıkışlarının aynı yahut benzer yere varıp varmayacağını
belki de bu yüzden; dilimden anlayan olsun ki bu derde (ölüm gerçeğine) dayanabileyim
demişti, bir mevsimlik zârında Gül'e Bülbül
Çok yaşıyoruz be şair çok uzun...