Günce
öyle sanıyordum ki
gecenin kanatları altında bir daha uçamayacağım bütün ihtimalleri birbirine düğümleyip ilmeği boynuma doluyordum sonra o boşlukta sallanırken bozguna uğramış bir düşten uyanıyordum ıpıslak yine yarım kalmıştım kan ve ter gözyaşı keder toplasan çarpsan yalnızlığımı yüzüme düşündün mü ne eder öyle sanıyordun ki yıkılmaz ulu bir çınardım her dalıma bastığında kırılmazdım oysa kökleri toprak üstünde kalmış heyula bir yıkıntının altında nefessiz kalmıştım gitmek lazım gelirdi böylesi durumlarda hangi durum deme biz bizi bilirdik nasılsa ha bir de zulasında şarap şişesi taşıyan ayyaşlar onlar da bizdendi eğilip ellerinden eğilip tüm acılarını gömdükleri sakallarından öpmek istedim hüzne bulanmış gözlerimdeki telaşın bir tek onlar ayırdına varmıştı vakit bu vakit rüzgar saçlarımı tararken talan edilmiş duygularım zamanın çarkında harmanlanırken ayışığını gözlerime doldurup günlerdir çiğnediğim beynimi seni unutmasını beceremeyen kalbimi satır aralarına sıkıştırıp göçebe sevinçlerimi dolayıp hıçkırık melodisini dilime gidiyorum . . . Adı Günce’ydi güne geldi..Seçici kurula ve yorumlarıyla onurlandıran gönül dostlarına teşekkür eder şiirin sahibesi.. |
gözyaşı keder
toplasan
çarpsan yalnızlığımı yüzüme
düşündün mü ne eder
güzel mi güzel...anlamlı ve ifadeler yerli yerince
kutluyorum kalemi ve yüreği
selamlar