Batık KırıklarKırıkların tam orta yerindeyim, Gözlerimi oynatamıyorum, oynatsam bir şeyler batacak sanki, Küçükken ters dönerdi kirpiklerim, Uçları kıvrıktı, Durmadan bir şeyler sorar, merakla etrafımı süzerdim, Dudaklarım kıvraktı… Büzerdim hep cevap alamayınca, üzülürdüm. Büyükler her şeyi bilir derdim içimden. Bazen onlar da bilemiyorlarmış, Sorduğum sorular zor gelmiş… El içi kadar yüreğimle, Ne de büyük düşünürdüm. İnanırdım hep, henüz inançlarımın tükenmediği yaşlardaydım. Tükenmeyecek umutlarım da oldukça, Benden mutlusu yoktu dünya’da… Küçücük bedenimi amma da büyütürdüm gözlerimde, Bir yere gitmek istesem, çok uzak bir yere, Binaların en yüksek tepelerine çıkıp, Binadan binaya atlarım derdim… O yüksek binaların tepesine hiç çıkamayacağımı bilemedim… Hep alçaklardan baktım, Ben büyüdükçe, her şey daha da büyüyordu ve uzaklaşıyordu, Küçülmesi gerekirken, Ben büyüdükçe, dünya kalabalıklaşıyordu, Ve çığlıklarım artık yetmiyordu sesime… Sesimden uzaklaştırdığım kendim, Çırılçıplak çığlıklarım sessizdi artık, Büyüdükçe sesim kısılıyordu Ben bağırıyordum, ama içimden Duyuramadığım zamanlar çoğalıyordu, duyamadıklarım da… Önceden uyuyunca batardı kirpiklerim gözümün içine, Annem çıkarırdı bin bir zahmetle, Acırdı hep… Kirpiklerim döküldüğünden beri kıvrılmıyor artık Ve uyumadan batıyor gözlerime… Üstelik artık kirpiklerimden gözlerimi kurtaracak şifalı anne eli yok artık, Uzak asırlar kadar, gerilerde… Ve gözlerim hep acıyor, Kirpikler batsa da, batmasa da… Yüzüm acıyor, Sözlerim acıyor, El içi kadar yüreğim acıyor, Kirpiklerim kırıldıkça, Gözlerim acıyor… Yirmi Bir Haziran İki Bin On İki Nevin Akbulut |
yüreğin acılı feryatlarını sayfaya harika nakşetmişsiniz
duygulu eserinizi okumak güzeldi efendim.Değerli kaleminizi
tebrik ediyor saygılar sunuyorum..