Yangın
Yangın
turuncu kendini içkiye vermiş nasılsın bile demiyor çiçek oralardan geldim, evim karanlığın oğlunun dişlerinde gizli oralardan, tam orası, sırtına bağlanmış bir bıçak busesi ağzının kenarındaki parktan kaydırıyorum geceyi, elinden tuttum götürdüm umudu, gözlerinin limanına bıraktım. el salladım, alnı açılmış bir gülü tedavi eden papatya gibi denizlerine sarktım sonsuzluklarından, bir duble aşk kırdım yalnızlığın şişesinde tanrı bana kızdı, ben tanrıya kızdım, oralardan Fransa’da matmazellerin kedilere süt içirdikleri sokaklardan memelerinden fırlayıp kalktım geldim, koşarak. Portofino’da balıkçı Vole’den bozukluklar cebime koyarak sanki yeniden doğmuş gibi masum bakarak gökyüzüne, öyle geldim. oralardan oralara değişen bir kader vardı avuç çizgilerimde sevişmek bir suç sayılıyordu aralık aylarında, cesur davranan ibneleri saymazsak bulutların arasında. oralardan geldim kadınların ölüm kokan saçlarından, parfümlerinin arasına karışıp uçtu ruhum, oralardan. dudakları uçuklamış gecelerden geliyorum, telaş gemileri yüzdürüyorum çocukluğumda, gelecek kaygısını giymişim üzerime mor bir kazak, yürüyorum başucunda bir balık gibi ağlayarak. şanslı sayını söyle Vole, kumara başlayalım kalbimin elinde kupa kızı ve yalnız bir sinek valesi var biz miyiz dilencisi aşkın. lacivert kendine ayna karşısında beni unut demiş silahlardan bulut çıkar artık oralardan geldim, evinin içerisinde binlerce saat besleyen sevdiklerini özleyen bir kişinin aniden saatleri kırdığı duvarlardan, paramparça geldim. ağzımda akrep ve yelkovan aşkının kovalamacası. oralardan, tam, tetiği çekerken bakışlarınla sönük ağzımdan çıkan dumanın bu sefer sigaradan olmayışını seyrede seyrede kanım süzülürken yerde, kanımı nehir sanan bir çift sevgilinin üzerimden kayıkla geçişini seyrettim. oralardan, güneşin gözlerini daha yeni açan bir bebeğin olduğu gibi sımsıkı dayandığı karanlık ülkelerin parayla mum satın aldığı yıllardan, şarkıların içildiği meyhane masalarından süslü süslü mezeleriyle yarım bıraktıkları cümlelerin özneleri olarak geldim, gizli gizli, sıfatsız geldim karşına. siyah new age müzik türüne katılıp şarkılar yazmış beyaza tanrıyla karşılıklı sigara içerken, meleklere çay yapmalarını söyledim veyahutta kahve de olur, karşılıklı oturulan ölümlerden geldim. oralardan, ta Hrant’ın ayağındaki delik uçurumdan. oralardan, ta Bush’a fırlatılan ayakkabıdan, anarşist eylemlerden geldim üstüm başım kan ve silah. seni sevmekten geldim, ’seni sevenleri öldürme eylemi’nde tek başıma kin salladım geldim. seni unutanları sevmekten seni unutmak için sevişenlerden korkunç geldim. seni senden almaya, beni benden aldığın geceden geldim! oralardan, ay ışığına benzeyen bakışlarında gözlerindeki her şeyi herşeyi, seyrederek geldim! sana geldim! Payanda |
ve ak ve derin
kaderin çırpınışlarına tutunan kan ve kir; bir çift ayna
ölüm kokar kalemin...
daim olunuz...