Her Kadın Perşembe Kokar Yeter Ki
Her Kadın Perşembe Kokar Yeter Ki
ne kadar gecikirsem o kadar iyi perşembe kokulu kadınlara çoraplarına yağmur bulanan kaçık dalgalara zaten, sessizliğin ümididir artık içimdeki ahşap rüya kendini unutmamak için aynada tekrar eden biriyim yalnızca alnı ve yalnızlığı küçümsenmiş bir çocuğun saçları allah’a uzayacak her yakarışta ve beline bağlayacaklar kırmızı kurdele bağışlansın diye hükmen ceza sonra morluklar bir ufkun damağında tadacak bir yudum kalmış şarabı unutmayı öğütleyecekler ona da sanki kolaymış gibi memelerinden ahlamayı o kadınlar, sehpa gibi bir şeydi bu evde koltuk gibi, hava gibi, su gibi ölüm gibi bir şeydi hepsini tattım, acıların kılçığını ayırmadan yedim kötü dalgalı bakışlarında boğulma tehlikesiyle hem de üç gün üç gece onlarla dua etmeden yattım işte ben o gece sadece bir kadınla, aniden içeri tanrı girme korkusuyla üstümüz başımız büsbütün dağ ayrılıklı yolları kullandık kaçmak için gözlerimizden ve son kez seslendik ardımızdan: Beni bırakma! Payanda |