nefessizölsem hayatı gergef gibi işlemeyi bırakıp kopararak ipliğini ince ellerde kırılan kalem niyazıyla geçer mi zamanın zehri rüzgâr rüzgâr kalbimden çimenleri hatıralardan azat kıldığım gözlerimdeki dumanları sildiğim yerden kucak açsam hafızamın silinişine geçmiş ve geleceğin eşitlenişine birlik ve hiçliğe öylece düşer mi atlar yelelerinden dizginlerinde yangın içsem yeşili mavi tuzak kılınmışken masallara katrandan da kara sarmalansam kefene bilenerek soğuk rüyaların tabirsizliğinden geçip donuk gardiyanların üstünden sekerek düşsem suya gölgesiz çarmıh sırtıma yitik dillerin söylenmezliğinde erisem bulurlar mı beni tabut dahi unuttuğunda suretimi yıldızların ardı sıra kaydığım geceler dile gelemeyendi ki kalp bunca sessizlikte en çok tekleyendi serçeler ve türkülere sonsuz titreyişler siyah tüllerin koynuna teslimiyet gözlerimde ay yanığı toprağın güle hasreti ile beyaz bir nota nihavent makamında |
.