Travmayi Aşkyine yoksun kapandı üstüme akrep ile yelkovan odamın nemine vuruldu şafak duvarlarımda zikreden karanlık bir gölge bilmezsin bilemezsin ki yokluğuna nasıl üşür kuşlar hıçkırır gökyüzü ağlar bulutlar deniz olan sokakları hiç bilmedin yalnızlığın dizlerini karnına çeken adamın acısını nasıl kıvrılır yokluğun yarım yanına tatmadın bilir misin nasıl da güneşte üşür insan saplanır nasıl ciğerlerine buz gibi soğuk sicaki bir kan kusar güneşin yüzüne topaldır yalnızlık sağırdır yokluk kekemedir kimsesizlik benim yokluğum yetimdir can öksüzdür sensizliğim demiştim demiştim sana gitme üşürüm diye düşer aklım oh olsun düştü işte dün alıp gittiler birinci dereceden suçluymuş duydum ki hüküm giymiş müebbet neyse gitmeliyim şimdi belki gelirde bulamazsın beni evde bak karanfil getirdim en kırmızısından severdin bilirim söz yarın süsleyeceğim toprağını gelin gibi beyaz papatyalarla bezeyeceğim her yanını birazda gözyaşı serpeceğim toprağına yalnız kalmayacaksın can yalnız kalmayacaksın bir avuç yem bıraktım ayak ucuna serçeler arkadaşlık edecek sana yarına kadar bende kal beni de al yanına Sesi ile şiirime kanat takan Sayın Deniz UZUNER hanıma sonsuz saygılarımı sunuyorum. |
ya susmalı lal olmalı dilin./
yada öyle bir şey demeli ki...
kefenlenirken bile gülmeli.///
ynsbypnr_
_____________________________]
''bilirmisin nasılda üşür güneşte insan''
bende donarım hep harda.
yanar bedenim karda.
söz bak olurda gelirsem bir şubat günü karlı bir günde..
yalın ayak gelmezsem mezarına..
sende ölme!!!
''kapatmayın güneşimi..
beton çok soğuk üşüyorum''
dedim ya en çook yüreği yananlar üşür.
''Dr kansızlık der..ben sensizlik!!''