uzun ve özŞiirin hikayesini görmek için tıklayın sanırım son kez yazıyorum çünkü bu son şiirim :)
herkese sevgiler ve saygılar dilerim.. yavaşça yolunu alıverir ölüm gecenin ters dönmüş kılında başlangıç ve yaysız zaman arasında deltaların aralıklı vuruşlarında açılan kıyıların tutkulu gerilmeleri ateş yükselmesiyle ağırlaşmış bilekler artık geri dönmeme zamanı şimdi sefaletin altın tehlikesi yazgının dalgaları trenin peşine düşmediğinde hemen döner acılarım apansız öfkeli çıkışlara eldeki yürek sarmalı bir geminin yelkenlerinde küçücük bir delikle dağılan aşkta parçalanan fırtına sarmaşık ellerini sıyırıyorum ellerimden omuzumdan acının tanelerini yarının ötesinden başlangıç işaretini geri çeviriyorum soluğuma üfleyen hamleyi mermer tabakaları karınüstü ısırganlarda kırıklar ışığın ve gölgem arasında artık bir fark kalmadı kabuğu altınla açılmış bir düş yolumu kesiyor zamanın ters akıntısında kaynağını arıyor belleğim yeni doğan bir ışıltıya asılmış gözbebeği yüreğinden ve yaşamından daha altlarda inişten daha güçlü çıkarken kimsenin göremediği renk varlığının en derin parçalarında gerçek denizcilere sürüklenen iskandili bırakırsam tek bir taş bile yerinden oynamaz tek bir soluk almaya gelmez ışığı sabahın sarı surat asmalarını gizleyen far oyunları kısalmış sokaklarda mutsuzluğun şarkı söylediği dar sokaklarında esenliğin ötekilerden önce gidilen meydan duvarlardan geri dönmüş kayıp yankılar serüvenin sağır böbrek vuruşları uzaklarda kapanmış devrelerden anılar her şey boş us soluklanıyor kötü duygularını kustu yürek beni duygularıma kölelikten kurtaran lamba yuvalarının tam ortasından geçiyor rüzgar arzulanmış siluetler kervanının yol aldığı ışıksız çöl unutuşun siyah karının yağdığı ağır gökyüzü kibrimin tutunduğu derinliksiz deniz ve uzak sisli dağlarda yankısı olmayan sesler geriye çizilmiş yolların içinden yürüdükçe bilinmez olur tanıdık ülkeler isimsiz yüzler belgelenen ve bırakıp giden sözde insanlar olduğumuzu sandığımız her şey ve olmayan sizi yaşatan ve hep kuşkulandığımız güçlerimizin hızlı akımı karşısında yiten sıcaklık renksizleşen kan bu rüzgara direnmek zor uzaklardan bir rüzgar çalıların arkasında yıkık pişmanlıklarla örtülü duvarlar altında gidip gelmelerle bozulmuş bir çok yankı birçok yalan, gerçekten daha güçlü ve yaşayan korkunun tatlı titremeleri elller koruduğunda gizleri kırık teller arasından kaçarken geçimsizliğin keskin ağzından kayalıklar geceye bir kapı kapandığında ortaya atacak mırıldanmalardan başkası yok tek bir anahtar kilidi gürültüsüzce zorlar belli belirsiz bir itiraf ve gizem bağı arasında ağlarını geren sessiz sözcükler bu kara odanın bütün köşelerinde asla uyumayacak ne senin ne de benim gölgem |